ISO 9000 Standartlarının Tarihsel Gelişimi (2) - Pınar ŞENER
Kalite Nedir Kalite kavramının içeriği belirlenirken, farklı referanslarda değişik
tanımlarla karşılaşırız. Bazı referanslarda kalitenin içeriğine ilişkin kimi
yanları ön plana çıkaracak biçimde, “kullanıma uygunluk”, “amaca uygunluk”, veya
“müşterilerin tatmini”, ya da ”isteklere uygunluk” şeklinde tanımlara rastlarız.
Bu tanımların eksik ve tek yanlılıkları dikkate alındığı zaman, “Kalite Sözlüğü”
standardının verdiği aşağıdaki tanım esas alınmalıdır:
“Kalite, bir ürünün veya hizmetin, belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları
karşılama kabiliyetine dayanan, özelliklerin toplamı.”
Diğer tanımların aksine bu tanım, kaliteye ilişkin özelliklerin ya da
niteliklerin (karakteristiklerin) somut bütünlüğünden yola çıktığı için,
açıklayıcı gücü daha yüksektir.
Kalitenin bu geniş tanımını dikkate aldığımızda, üretilen ürünler ve yerine
getirilen hizmetlerin kalitesi, tasarımdan üretime, servisten bakım-onarıma
kadar, ortaya çıkan her yeni durumdan etkilenir. Bu süreç içinde ihtiyaçlar,
önceden belirlenmiş kriterlerden de yararlanarak, yeni teknik özellikler olarak
ürüne ve hizmetlere aktarılır.
Kalite kriterleri, ürün ve hizmetlerin kullanışlı, güvenli, her yerde ve her
zaman bulunabilen, bakımı ve onarımı yapılabilen, yararlılığı ve verimliği
yüksek olan, insanın yanı sıra doğal çevreye ilişkin durumları da kapsayabilir.
Öngörülen kalitenin gerçekleşebilmesi için, kuruluş çalışanlarının yetki ve
sorumlulukları belirlenmeli, belirlenen ölçüler düzeyinde kararlara ve
uygulamalara katılımları sağlanmalıdır. Ürün ve hizmetlerin kalitesi görev ve
sorumluluk üstlenmiş olan herkesi ilgilendirir. Nasıl organlarımızdan biri
arızalandığı zaman, vücudumuzun sağlıklı işleyişi kesintiye uğruyorsa, aynı
durum Kalite Güvence Sistemi içinde geçerlidir. ISO 9000’den yola çıkıp toplam
kaliteye giderken, kalite kavramını, operasyonel düzeyde tüm birimlere yayılan
bir olgu olarak almak gerekir.
ISO 9000 standartları, girdi malzemeden yan sanayi seçimine, veri kontrolünden
veri değerlendirmeye, personel eğitiminden proses kontrolüne, planlamadan
denetime, pazarlamadan dağıtıma kadar olan geniş bir yelpazede kalite kavramının
ağırlığını hissetmektedir
Ürünlerin ve hizmetlerin kalitesi sorunu, kendi içinde kalitenin niceliksel ve
niteliksel açıdan ihtiyaçlarla olan ilişkisini gündeme getirmektedir. Kalitenin
niceliği, niteliği ve ihtiyaçlarla olan bağlantısı dikkate alındığında, göreli
kalite, kalite ölçüsü, kalite düzeyi gibi kavramlardan yararlanılır. Bu
kavramlar birer projeksiyon işlevi üstlenerek, ürünlerin ve hizmetlerin
mükemmellik derecelerini ve teknik düzeylerini saptamada, açıklayıcı güçlerinden
dolayı bize yardımcı olurlar.
Kısaca söylersek, kalite kavramının içeriğini taşıdığı anlamı bütün boyutlarıyla
belirlemek, yani “kalite nedir” sorusuna yeterli bir cevap vermek güçtür.
Örneğin, “Kalite müşterinin isteğine cevap vermektir“ tanımı, istek kavramının
içeriği doldurulmadan, kaliteye ilişkin bir açıklama vermez. İstek ise zamana ve
yere göre değişen, öznel bir olgu olduğundan, tanıma ilişkin yeni sorunlar
üretir. Yine “Kalite müşterinin ürün ve hizmetlere karşı tutumunun ölçüsüdür“
dediğimiz zaman da, ölçü kavramının ne olduğu sorunu belirsiz kalır. Önceden
saptanmış “standartlara uygunluk” tanımı ise kaliteye ilişkin, her yerde ve her
zaman, herkes tarafından kabul edilebilen bir genel ölçü sunmaz.
Kalite konusunda uluslar arası üne sahip olan Crosby ise kaliteyi, “ihtiyaçlara
uygunluk” şeklinde tanımlayıp, vurguyu ihtiyaçların doyurucu biçimde
giderilmesine çekmiştir. Ama ihtiyaçların zamana, yere ve kişiye göre
değişebilen esnekliği dikkate alındığında, bu tanımın da kendi içinde sorunlu
olduğu görülür.
Yukarıdaki tanımlar, kalite kavramının içeriğinin belirlenmesinde belli bir yana
dikkat çektiklerinden, kısmen doğru kabul edilebilirler. Bu nedenle bir
gerçeklik payı olmalarına karşın, tek başlarına alındıkları zaman, değişik
boyutları olan kalitenin genel bir tanımını vermekten uzaktırlar. Bu da bizi,
kalite sorununa daha geniş bir perspektiften bakan TS 9005 tanımını yeniden ele
almaya götürür.
Kalite, ihtiyaçlarımızın değişkenliğinden etkilendiği gibi, sunulan üründen,
üretimin ve hizmetlerin yenilenmelerinden de etkilenir. Bu etkilenmelerden
dolayı sürekli olarak değişir ve bu değişme içinde yeni nitelikler kazanarak
farklı boyutlarda karşımıza çıkar. Bu da, kalitenin içeriğini oluşturan
karakteristikleri çoğaltır, karmaşıklaştırır.
Standartlara uygun olarak üretilen ürünlerden ve yerine getirilen hizmetlerden
müşterilerin yeterince memnun olmamasının önemli bir nedeni, kalitenin içerik
açısından çeşitli karakteristikleri kapsıyor olmasıdır. Müşterilerin
beklentilerine tam olarak cevap verebilen bir ürün ve hizmetin kalitesini
belirleyen belli başlı karakteristikler şunlardır:
• Uygunluk
• Güvenlik
• Maliyet
• Dayanıklılık
• Servis İmkanları
• Performans
• Estetik
Yukarıda kısaca sıralanan karakteristikler, bize üretilen ürünlerin ve
gerçekleştirilen hizmetlerin ne oranda kaliteli olup olmadıkları sorununun
çözümünde yararlı birer projeksiyon işlevini üstlenirler. Yine de, bu
karakteristikler kalitenin tanımı sorununu tümüyle ortadan kaldırmaz.
Belki de kalite kavramının tanımı, Dr. İshikawa’nın şu özdeyişinde saklıdır: