Kalite ile ilgili ilk
kayıtlar M.Ö. 2150 yılına kadar uzanır. Ünlü Hammurabi Kanunlarının 229.
Maddesinde şu hükme yer verilmiştir. “ Eğer bir inşaat ustası bir adama ev yapar
ve yapılan ev yeterince sağlam olmayıp ev sahibinin üstüne çökerek ölümüne sebep
olursa o inşaat ustasının başı uçurulur.”
Fenikelilerde de oldukça etkili yaptırım yolları olduğu anlaşılıyor; Fenikeli
bir denetçi, kalite standartlarına bir aykırılık görüldüğünde bunun
tekrarlanmasını önlemek için kusurlu malı imal edenin elini kesme yetkisine
sahiptir.
Kalkınmanın temel taşlarından biri olan standardın öneminin yüzyıllar önce
Türkler tarafından kavranmadığının belgesi olan 1502 tarihli ve zamanın padişahı
II. Bayezid Han tarafından çıkarılan Kanunname-I İhtisab-I Bursa’da bugünkü
anlamda, boyama, ambalaj, kalite gibi esaslar ile ceza hükümlerine yer
verilmiştir.
Kalitenin bir kavram olarak ortaya çıkması 19. Yüzyıla rastlar. Ancak bu
dönemden sonradır ki üreticiler kalite bilinciyle, ürünlerine kendi markalarını
vurmaktan gurur duymaya başlamıştır.
Kalite, bir ürünün ifade edilen veya beklenen ihtiyaçları karşılama kabiliyetini
oluşturan özelliklerin toplamı olarak tanımlanmaktadır.
Bu tanıma bakıldığında ülkemizde bulunan firmaların birçoğunda kalite kavramının
yerleşmemiş olduğu görülmektedir. Birçok firmada kalitenin sadece ürün boyutu
düşünülmekte, hizmet sektöründe olan firmalarca büyük oranda algılanamadığı
anlaşılmaktadır. Bu durum aynı zamanda hizmet sektörü içinde bulunan lojistik
firmalarında da pek farklı gözükmemekte, hatta durumun biraz daha fazla olduğu
bile söylenebilir.
Kalite politikaları konusunda çalışma yapan firmaların birçoğunda da yöneticiler
kalite sistemlerin sürekli devam ettirilecek bir kurum kültürü olması yerine,
firmalarında yalnızca kalite kontrolü olarak algılamaktadırlar. Lojistik
sektöründe kalite kavramının yerleşememesinin temel nedeni ekonomik durumlara
bağlanabilir. Sektörde çok sayıda firmanın bulunması, yoğun rekabet ortamı,
düşük kar marjlarının etkisiyle hizmet boyutu veya uzun vadeli bakışla müşteri
memnuniyeti boyutu yeterince hesaba katılamamaktadır. Kaliteyi geliştirmek için
harcanacak para ekstra maliyet olarak görülmekte bu durum ise firmanın uzun
vadede kayıplarına yol açmaktadır.
Lojistik sektörünün kaliteyle bütünleşmesi, yalnız lojistik sektörünün kendisi
değil aynı zamanda sektörün birçok sektörle yakın ilişkisinden dolayı diğer
sektörlere göre çok daha fazla etkiye sahip olacağı anlaşılmaktadır. Bu nedenle
lojistik sektöründe kalite attırıcı çabalar hem lojistik sektörünün kendisine
hem de sektörle ilişkide olan diğer sektörlerin rekabet gücü başta olmak üzere
verimlilik ve etkinlik sağlama, şirketin çalışma kalitesinin yükselmesine neden
olacaktır. Bu iyileştirmeler ülkemiz lojistik sektörünün uluslararası alanda
mevcut durumda yetersiz konumda bulunan rekabet gücünü de arttırmasına neden
olabilecektir.
Lojistik sektöründe kalite kavramının doğru bir şekilde uygulanmasıyla elde
edeceğimiz birçok kazanç olacaktır. Bunlardan bir kaçı :
• Kalitenin iyileştirilmesi sonucu lojistik maliyetler azalacaktır.
• Özellikle taşıma ve elleçleme maliyetlerindeki azalma toplam karı
arttıracaktır.
• Kalite kavramının yaygınlaşmasına paralel olarak ülkemize getirilecek
teknolojik yenilikler hizmet kalitesini arttırırken iş gücü maliyetinin ve
meydana gelebilecek olası kazalar gibi maddi kayıpların azalmasına yol
açacaktır.
• Kalite ile etkinlilik ve verimlilik birbirine paralel ilerleyecektir. Sistem
ve işgücü kalitesinin arttığı bir ortamda üretkenlik ve çalışma yaşamının
kalitesi de artacaktır.
• Ayrıca bilgi akışının da düzenli ve kaliteli bir hale gelmesiyle gereksiz
zaman kayıpları ve maddi kayıplar önlenebilecektir.
Lojistik gibi dış dünya ile bütünleşen bu sektörde rekabetçi koşullarda başarıya
ulaşabilmek için altyapı sistemlerinin gücünün arttırılması ve kalite kavramın
tüm süreçlere yayılması gerekmektedir.