BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; kişisel verilerin işlenmesinde kişinin
dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı ile temel hak ve özgürlükleri korumak ve
kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin uyacakları esas ve usulleri
düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2- (1)Bu Kanun hükümleri, kişisel verileri işlenen gerçek ve tüzel kişiler
ile bu verileri tamamen veya kısmen, otomatik olan veya olmayan yollarla
herhangi bir veri kütüğüne dahil olacak şekilde işleyen gerçek ve tüzel kişiler
hakkında uygulanır.
(2) Bu Kanun hükümleri, kişisel verilerin gerçek kişiler tarafından sadece
kişisel veya birlikte oturanlarla ilgili faaliyetlerine ilişkin olarak işlenmesi
halinde uygulanmaz.
Tanımlar
MADDE 3- (1) Bu Kanunda geçen;
a) Kişisel veri: Belirli veya kimliği belirlenebilir gerçek ve tüzel kişilere
ilişkin bütün bilgileri,
b) İlgili kişi: Hakkında kişisel veri işlenen gerçek ve tüzel kişileri,
c) Kişisel verilerin işlenmesi: Kişisel verilerin otomatik olan veya olmayan
yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, değiştirilmesi, silinmesi
veya yok edilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması veya başka bir şekilde elde
edilebilir hale getirilmesi, üçüncü kişilere aktarılması, kullanılmasının
sınırlanması amacıyla işaretlenmesi veya tasniflenmesi veya kullanılmasının
engellenmesi gibi bu veriler üzerinde gerçekleştirilen bir işlem ya da işlemler
bütününü,
ç) Anonim hale getirme: Kişisel verilerin, belirli veya kimliği belirlenebilir
bir gerçek kişiyle ilişkilendirilemeyecek veya kaynağı belirlenemeyecek hale
getirilmek suretiyle işlenmesini,
d) Veri kütüğü: Gerçek ve tüzel kişilere ilişkin belirli bir kritere göre
kişisel verilere ulaşımı kolaylaştıracak şekilde yapılandırılmış herhangi bir
kişisel veri grubunu,
e) Veri kütüğü sahibi: Kişisel verilerin işlenmesinin amaç ve metodlarını tek
başına veya başkaları ile birlikte belirleyen gerçek ve tüzel kişileri,
f) Kişisel verileri işleyen: Veri kütüğü sahibi adına, bu verileri işleyen
gerçek ve tüzel kişileri
g) Üçüncü kişi: Veri kütüğü sahibi ile kişisel verileri işleyen ve bunların
doğrudan talimatı altında bulunan kişilerin dışında kalan ve kişisel veri
işleyen gerçek ve tüzel kişi ile kişi topluluğunu, kamu kurum veya kuruluşunu,
h) Alıcı: Kişisel verileri belirli bir soruşturma çerçevesinde alan makamlar
hariç olmak üzere, üçüncü kişi olsun veya olmasın verinin açıklandığı herhangi
bir gerçek veya tüzel kişi ile kişi topluluğunu, kamu kurum veya kuruluşunu
ı) Kurum: Kişisel Verileri Koruma Kurumunu,
i) Başkanlık: Kişisel Verileri Koruma Başkanlığını,
j) Kurul: Kişisel Verileri Koruma Kurulunu,
k) Başkan: Kişisel Verileri Koruma Kurul ve Kurum Başkanını,
l) Sicil: Veri Kütüğü Sicilini,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Kişisel Verilerin İşlenmesi
Kanunîlik ilkesi
MADDE 4- (1) Kişisel veriler, ancak, bu kanunda ve diğer kanunlarda öngörülen
hâllerde işlenebilir.
Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin ilkeler
MADDE 5- (1) Kişisel verilerin;
a) Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olarak işlenmesi,
b) Belirli, açık ve meşru amaçlar için toplanması ve bu amaçlara aykırı olarak
yeniden işlenmemesi,
c) Toplandıkları amaçla bağlantılı, yeterli ve orantılı olması,
ç) Doğru olması ve gerektiğinde güncellenmesi,
d) İlgili kişilerin kimliklerini belirtecek biçimde ve kaydedildikleri veya
yeniden işlenecekleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmesi
zorunludur.
(2) Kişisel veriler, ilgili mevzuatta yeniden işlenme amacına yönelik yeterli
koruma tedbirleri getiren düzenlemenin bulunması veya kişisel verileri kontrol
eden tarafından bu yönde gerekli tedbirlerin alınması şartıyla tarihî,
istatistikî veya bilimsel amaçlarla yeniden işlenebilir veya birinci fıkranın
(d) bendinde öngörülenden daha uzun bir süre saklanabilir.
Hukuka uygunluk sebepleri
MADDE 6- (1) Kişisel veriler ancak ilgili kişinin açık rızasıyla işlenebilir.
(2) Kanunlarda öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmesi dışında, ilgili
kişinin bir itirazda bulunması hâlinde veri işlenemez.
(3) Aşağıdaki hâllerde de hukuka uygunluk sebeplerinin bulunduğu kabul edilir:
a) Kanunun öngördüğü bir zorunluluk dolayısıyla, kamu yararına veya resmi olarak
verilmiş bir görevin yerine getirilmesi amacıyla veri işlenmesi,
b) Kişisel verilerin, ilgili kişinin rızasını açıklayamayacak durumda olması
hâlinde kendisinin veya başkasının hayatını veya beden bütünlüğünü korumak
amacıyla işlenmesi,
c) Bir sözleşmenin kurulması ve ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması
kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesi,
ç) İlgili kişiler tarafından açıklanmış olması veya açık sicillerde mevcut
bilgiler olması sebebiyle herkesçe bilinen kişisel verilerin işlenmesi.
d) Veri kütüğü sahibinin kendi haklı çıkarları için, ilgili kişinin temel hak ve
özgürlükleri ile meşru çıkarlarına zarar vermediği sürece, veri işlemesinin
zorunlu olması
Özel niteliği olan kişisel veriler
MADDE 7- (1) Kişilerin ırk, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep veya
diğer inançları; dernek, vakıf ve sendika üyeliği, sağlık ve özel yaşamları ve
hür türlü mahkûmiyetleri ile ilgili kişisel veriler işlenemez.
(2) Birinci fıkrada belirtilen kişisel verilerin, özel hayatın ve aile hayatının
gizliliğinin korunmasını sağlayacak yeterli önlemlerin alınması şartıyla,
aşağıda sayılan hallerde işlenmesi mümkündür:
a) Kanunla yasaklanmayan hallerde kişinin yazılı rızasının alınması,
b) Hukukî veya fiilî nedenlerle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan bir
kişinin kendisinin veya bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün idamesi
için veri işlemenin zorunlu olması,
c) İlgili kişiye yeterli koruma imkânının sağlanması şartıyla, veri kütüğü
sahibinin, bu Kanunla veya diğer kanunlarla tanınan hak ve yetkileri
kullanabilmesi veya yükümlülükleri yerine getirebilmesi için veri işlemenin
zorunlu olması,
ç) Vakıf, dernek, sendika ve siyasi partilerce, kuruluş amaçlarına ve tâbi
oldukları mevzuata uygun ve faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak şartıyla, üye ve
mensuplarına yönelik ve ilgili kişinin rızası olmadan üçüncü kişilere
açıklanmamak kaydıyla veri işlenmesi,
d) İlgili kişi tarafından alenen açıklanmış olan veriler hakkında olması,
e) Hukuken bir hakkı tesis, kullanma veya korunması için veri işlemenin zorunlu
olması,
f) Koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi, bakım veya sağlık hizmetlerinin
yürütülmesi amacıyla kişisel verilerin;
1. Sağlık kurumları,
2. Sigorta şirketleri,
3. Sosyal güvenlik kurumları,
4. İşyeri sağlık birimi oluşturmakla yükümlü işverenler,
5. Sağlıkla ilgili okul ve üniversiteler
tarafından ilgili kanunlara uygun olarak, hukuken veya meslek kurallarına göre
sır saklama yükümlülüğü altında bulunan sağlık personeli veya eşdeğer seviyede
sır saklama yükümlülüğü altındaki bir başka kişinin gözetimi altında işlenmesi.
(3) Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunmamak şartıyla, temel kamu
yararlarının gerektirmesi hâlinde, ilgili mevzuatta yeterli koruma tedbiri
bulunması kaydıyla, Kurul, özel niteliği olan kişisel verilerin işlenmesine
karar verebilir.
(4) Suçun soruşturulmasına, koruma ve kontrol tedbirlerine ve ceza
mahkûmiyetlerine ilişkin özel nitelikteki kişisel veriler, ilgili kanunlarda
yeterli koruma tedbiri bulunması kaydıyla, yetkili mercilerin kontrolü altında
işlenebilir. Ancak, ceza mahkûmiyetlerine ilişkin sicil sadece Adalet
Bakanlığı’nın kontrolü altında tutulabilir.
(5) İdarî nitelikteki yaptırımlar ve özel hukuk alanındaki mahkeme kararlarına
ilişkin veriler de resmî mercilerin kontrolü altında işlenebilir.
(6) Vatandaşlık kimlik numarası veya benzeri karakteristik işaretlerin işlenme
usul ve esaslarını belirlemek amacıyla yapılacak yönetmeliklerde Kurumun görüşü
alınır.
Kişisel verilerin üçüncü kişilere aktarılması
MADDE 8- (1) Aşağıda sayılan haller dışında kişisel veriler üçüncü kişilere
aktarılamaz:
a) Aktarmayı isteyen gerçek ve tüzel kişilerin belirli bir olayda kanundan doğan
bir görevini yerine getirmesi için bu bilgiye ihtiyaç duyması,
b)Bu Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ilâ (d) bentlerinde sayılan
hâllerin gerçekleşmesi.
(2) Millî güvenliğin ve millî savunmanın sağlanması, suçun önlenmesi veya
soruşturulması amacıyla yapılan istihbarî faaliyetlerle ilgili olarak kanundan
doğan bir görevin yerine getirilmesi için gerekli olması hâlinde de kamu kurum
ve kuruluşlarınca kişisel veriler ilgili kamu kurum ve kuruluşuna aktarılabilir.
(3) Kamu kurum veya kuruluşları, kamu yararı, sır saklama yükümlülüğü, ilgili
kişinin meşru menfaati veya kişisel verilere ilişkin özel koruma kurallarının
varlığından bahisle kişisel verilerin üçüncü kişilere aktarılmasını
reddedebilir, sınırlandırabilir veya şarta bağlayabilir.
(4) Kamu kurum veya kuruluşlarının görev alanlarıyla ilgili konularda
yapacakları talep üzerine, gizlilik esaslarına göre görev yapan personelin
bilgileri hariç olmak üzere, kişilerin nüfus kayıt örnekleri ve adresleri
bildirilir.
Kişisel verilerin anonim hale getirilmesi veya yok edilmesi
MADDE 9- (1) İhtiyaç duyulmayan kişisel veriler, koruma tedbiri veya ispat
amacıyla muhafazasının gerekli olmadığı durumlarda, anonim hâle getirilir veya
yok edilir.
(2) Verilerin anonim hale getirilmesi veya yok edilmesine ilişkin usul ve
esaslar Kurulca, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile diğer özel hukuk tüzel
kişilerinin görüşleri alınarak çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.
(3) Diğer kanun hükümleri saklıdır.
Verilerin araştırma, plânlama ve istatistik amacıyla kullanılması
MADDE 10- (1) Kişisel veriler, araştırma, plânlama ve istatistik gibi amaçlarla
anonim hale getirilmesi kaydıyla işlenebilir. Bu suretle elde edilen veriler ve
sonuçlar üçüncü kişilere aktarılabilir veya yayımlanabilir.
İKİNCİ KISIM
İlgili Kişinin Hakları, Yurtdışına Veri Aktarımı
BİRİNCİ BÖLÜM
Aydınlatma Yükümlülüğü,İlgili Kişinin Hakları
Aydınlatma yükümlülüğü
MADDE 11- (1) Kişisel verilerin elde edilmesi sırasında veri kütüğü sahibi,
ilgili kişilere;
a) Veri kütüğü sahibi ve varsa temsilcisinin kimliği,
b) Kişisel verilerin hangi amaçla işleneceği,
c) Kişisel verilerin kimlere aktarılabileceği,
ç) Veri toplamanın yöntemi, hukukî sebebi ve muhtemel sonuçları,
d) Kişisel verileri öğrenme hakkı,
e) Düzeltme hakkı,
konusunda bilgi vermekle yükümlüdür.
(2) Kişisel verilerin, ilgili kişi dışındaki kaynaklardan edinilmesi hâlinde de
ilgili kişiye yukarıdaki bilgilerle birlikte işleme konu olan veri kategorileri
hakkında bilgi verilir.
(3) Kişisel verilerin istatistikî, tarihi veya bilimsel araştırma yapmak üzere
işlenmesi amacıyla, başka bir veri kütüğünden edinilmesinde; ilgili kişiye bilgi
verilmesinin imkânsız olması veya büyük güçlükler yaratması veya verilerin kayıt
ve aktarılmasının açıkça kanunla öngörüldüğü hallerde birinci fıkra hükmü
uygulanmaz.
İlgili kişinin hakları
MADDE 12- (1) Herkes, veri kütüğü sahibine başvurarak; kendisiyle ilgili kişisel
veri kaydedilip kaydedilmediğini öğrenmek, kaydedilmişse bunları talep etmek,
verinin muhtevasının eksik veya gerçeğe aykırı olması hâlinde bunların
düzeltilmesini, hukuka aykırı olması hâlinde ise silinmesini, yok edilmesini
veya aktarımının engellenmesini ve buna göre yapılacak işlemlerin verilerin
açıklandığı üçüncü kişilere bildirilmesini istemek hakkına sahiptir.
(2) Bu talep karşısında veri kütüğü sahibi;
a) 1. Veri kütüğündeki ilgili kişiye ait bilgilerin ve işlenen bilgi türlerinin
tamamını,
2. Veri işlemenin hukukî dayanağını ve amacını,
3. Hangi tür kişisel verilerin üçüncü kişilere aktarılabileceği ve aktarılacak
kişilerin kimliklerini,
bildirmekle
b) 1. Verinin muhtevasının eksik veya gerçeğe aykırı olması hâlinde düzeltmekle,
2. Hukuka aykırı olması hâlinde silmek, yok etmek ve üçüncü kişilere aktarımını
engellemekle,
3. Uygulanması imkansız olmamak veya büyük güçlükler yaratmamak kaydıyla (a)
bendinin (1) ve (2) nci alt bentlerine göre yapılan işlemleri, verilerin
açıklandığı üçüncü kişilere bildirmekle yükümlüdür.
(3) Bu maddede sayılan haklar, aşağıda sayılan hallerde sınırlandırılabilir:
a) Milli güvenliğin korunması, milli savunmanın gerçekleştirilmesi, suçun
önlenmesi veya istihbarat amacıyla yapılan faaliyetlerle ilgili olarak kanundan
doğan bir görevin yerine getirilmesi,
b) Ceza soruşturması veya kovuşturmasına zarar verilmesinin engellenmesi.
Başvuru usulü
MADDE 13- (1) 12 nci maddeye göre başvurular, yazılı olarak yapılır. Veri kütüğü
sahibi talep hakkında başvuru tarihinden itibaren onbeş iş günü içinde cevap
vermek zorundadır.
(2) İlgili kişi talebine cevap verilmediği, cevabın olumsuz olduğu veya yeterli
olmadığı iddiasıyla yirmi gün içinde Kurula itiraz edebilir. Kurul, 41 inci
madde çerçevesinde başvuru hakkında üç ay içerisinde karar verir.
(3) Başvurunun yapıldığı veri kütüğü sahibi, erişimine olanak sağladığı bilgi
veya belgeler için başvuru sahibinden erişimin gerektirdiği maliyet tutarı
kadar, Kurul tarafından her yıl Ocak ayında belirlenecek miktarda bir ücret
talep edebilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Yurtdışına veri aktarımı ve tedbirler
Yurtdışına bilgi aktarımı
MADDE 14- (1) Kişisel veriler, ancak kişilik haklarının korunması açısından
verinin istendiği yabancı ülkede eşdeğer ve etkin koruma bulunuyorsa yurtdışına
aktarılabilir.
(2) Verinin istendiği ülkede eşdeğer ve etkin bir koruma olmasa dahi;
a) İlgili kişinin açık rızasının bulunması,
b) İlgili kişi ile veri kütüğü sahibi arasında bir sözleşmenin yapılması,
sözleşme öncesi ilişkinin yürütülmesi veya sözleşmenin ifası için aktarımın
gerekli olması,
c) Temel kamu yararının bulunması, veya bir hakkın tespiti, icrası veya
korunması için aktarımın gerekli veya kanun gereği zorunlu olması,
ç) Veri konusu kişinin hayatı veya beden bütünlüğünün idamesi için aktarımın
zorunlu olması,
d) Veri aktarımının, ilgili mevzuatın aradığı şartları yerine getirmek koşuluyla
kamunun veya ilgisini ispat eden herkesin erişimine açık bulunan sicillerden
yapılması,
hallerinde kişisel veriler yurtdışına aktarılabilir.
(3) Yabancı ülkede bulunan veri kütüğü sahibinin, eşdeğer ve uygun bir korumayı
yazılı olarak taahhüt etmesi ve Kurulun izninin bulunması halinde kişisel
veriler yurt dışına aktarılabilir. Ancak, gecikmesinde sakınca bulunan veya
telafisi güç veya imkansız zararların doğması ihtimali bulunan hallerde, veri
kütüğü sahibi kişisel verileri yurt dışına aktarabilir. Bu halde veri kütüğü
sahibi, durumu yirmi dört saat içerisinde Kurula bildirir. Kurul, veri
aktarımının bu Kanun hükümlerine uygun olup olmadığı hususunda inceleme yaparak
bir karar verir.
(4) Kurul, yurtdışına bilgi aktarımında:
a) Taraf olduğumuz uluslararası anlaşmaları,
b) Veri talep eden ülkeyle ülkemiz arasında veri aktarımına ilişkin fiili
karşılıklılık durumunu,
c) Her somut veri transferine ilişkin olarak, verinin niteliği, işlenme amaç ve
süresini,
ç) Verinin transfer edileceği ülke ve bu ülkede uygulanan konuyla ilgili
kanunları,
d) Koruma tedbirleri ve verinin transfer edileceği ülkede bulunan veri kütüğü
sahibi tarafından yeterli önlemlerin alınıp alınmadığını,
değerlendirmek suretiyle karar verir.
Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin tedbirler
MADDE 15- (1) Veri kütüğü sahibi, kişisel verilerin, tedbirsizlikle veya hukuka
aykırı amaçlarla yok edilmesini, kaybolmasını, değiştirilmesini, yetkisiz olarak
açıklanmasını veya aktarılmasını ve başka şekillerdeki tüm hukuka aykırı
işlenmelerini önlemek için, korunacak verinin niteliği, teknolojik imkânlar ve
uygulama maliyetine göre uygun teknik ve idarî tedbirleri almak zorundadır.
(2) Verilerin, veri kütüğü sahibi adına başka bir işleyen tarafından işlenmesi
halinde, veri kütüğü sahibinin, işleyenin yeterli teknik ve idarî tedbirleri
temin etmesini bir sözleşme veya hukukî tasarrufla yazılı olarak yükümlü tutması
zorunludur.
(3) Veri kütüğü sahibi, işleyenin veya onun kontrolü altında olup da verilere
ulaşma imkanı olan kişilerin:
a) Kanunla öngörülen haller dışında, yalnızca veri kütüğü sahibinin talimatları
doğrultusunda veri işlemesini
b) Birinci fıkrada belirtilen yükümlülükleri yerine getirmesini, ikinci fıkrada
belirtilen şekilde sağlar.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Sicil
BİRİNCİ BÖLÜM
Sicil, Sicile Kayıt ve Ön İnceleme
Veri kütüğü sicili
MADDE 16- (1) Kurum tarafından bir Veri Kütüğü Sicili tutulur.
(2) Kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişiler, veri kütüğü kurmadan önce
sicile kaydolmak zorundadır.
(3) Sicil kamuya açık olarak tutulur.
Sicile kayıt başvurusu
MADDE 17- (1) Sicile kayıt başvurusu aşağıdaki hususları içeren bir bildirimle
yapılır:
a) Veri kütüğü sahibi veya varsa temsilcisinin kimlik ve adres bilgileri,
b) Kişisel veri işlemenin amaçları,
c) Veri konusu kişi grubu ve grupları ile bu kişilere ait veri kategorileri
hakkındaki açıklamalar,
ç) Verilerin açıklanabileceği alıcılar veya alıcı grupları,
d) Üçüncü ülkelere aktarımı öngörülen veriler,
e) 15inci madde uyarınca alınan tedbirlere ilişkin genel açıklama.
(2) Yukarıda sayılan bilgilerde yapılan değişiklikler yıl sonunda toplu olarak
yeniden kuruma bildirilir.
Bildirimin istisnaları:
MADDE 18- (1) Aşağıdaki hallerde sicile bildirim zorunluluğu yoktur:
a) Kişilerin temel hak ve özgürlüklerini olumsuz yönde etkilemeyecek nitelikte
veri işlenmesi,
b) Veri işlemenin kamuya bilgi verilmesi amacıyla tutulan ve yasal çıkarı
bulunan herkesin incelemesine açık bir sicil için yapılması
c) Veri işlemenin altıncı maddenin ikinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilen
amaçlarla yapılması
ç) Veri koruma denetim kuruluşunun görevlendirilmiş olması
(2) Birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen veriler veya veri kategorileri,
veri işlemenin amaçları, ilgili kişilerin dahil olduğu kategoriler, alıcılar
veya alıcı kategorileri ile verilerin saklama süreleri Kurum tarafından
çıkartılacak bir tebliğ ile açıkça belirtilir.
Ön inceleme
MADDE 19- (1) Kurum, veri konusu kişilerin, kişiliklerine, temel hak ve
özgürlüklerine yönelik risk taşıma ihtimali olan ve bu kanunun dördüncü
maddesinde belirtilen niteliklere uygun olmayan ve altı ve yedinci maddelerinde
belirtilen koşulları taşımayan veri işlemelerini belirlemek üzere, ilgili veri
işlemeleri başlamadan önce bir ön inceleme yapar.
(2) Ön inceleme, Kurum tarafından, veri kütüğü sahibi veya varsa temsilcisi
tarafından sicile kayıt başvurusundan itibaren en geç bir ay içinde yapılır. Ön
inceleme sonuçlanmadan veri işlemesi yapılamaz.
İKİNCİ BÖLÜM
Veri Koruma Denetim Kuruluşu ve Bildirim
Veri koruma denetim kuruluşu
MADDE 20- (1) Veri kütüğü sahipleri, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasını
sağlamak üzere bağımsız denetim kuruluşu görevlendirebilirler. Bu kuruluşlar,
kendilerini atayan veri kütüğü sahibi tarafından bu Kanunun uygulanmasını,
herhangi bir talimat almaksızın denetlerler ve bu amaçla, 16 ve devamı
maddelerinde belirtilen sicili tutarlar.
(2) Denetleme kuruluşları, ilgili kişilerin şikayet ve talepleri nedeniyle
öğrendikleri bilgileri, o kişilerin rızası olmadıkça, gizli tutmakla yükümlüdür.
Kuruluşlar, çalışmaları hakkında hazırladıkları yıllık raporları her yıl Ekim
ayı sonuna kadar Kuruma sunarlar.
(3) Veri kütüğü sahibi, kuruluşun görevini yapabilmesi için gerekli imkanları
sağlamakla yükümlüdür. Bağımsız denetleme kuruluşlarının kuruluş ve çalışma
esasları ile niteliği bir Tüzükle düzenlenir.
Kuruma bildirim
MADDE 21- (1) Bağımsız denetim kuruluşunun göreve başlayabilmesi için veri
kütüğü sahibi tarafından Kuruma bildirimde bulunulması zorunludur. Kurum ayrı
bir bağımsız denetim kuruluşu sicili tutar. Kurumun bu kanundan doğan görev ve
yetkileri saklıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İstisnalar ve Meslek Kuralları
İstisnalar
MADDE 22- (1) Bu Kanunun 6, 11, 16, 17 ve 19 uncu maddeleri aşağıda sayılan
haller bakımından uygulanmaz:
a) Milli güvenliğin korunması, milli savunmanın gerçekleştirilmesi veya bu
amaçla yapılan istihbarî faaliyetlerin yürütülmesi,
b) Kamu düzeninin korunması,
c) Suçun önlenmesi için gerekli olması, suç veya meslek ahlak kurallarını ihlâl
eden eylemlerin soruşturulması veya kovuşturulması,
ç) Bütçe, vergi ve mâli konulara ilişkin olarak devletin önemli ekonomik veya
malî çıkarlarının gerektirmesi,
d) (b), (c) ve (ç) bentlerinde belirtilen konularda, resmî mercilerin izleme,
denetleme veya düzenleme görevlerinin gerektirmesi.
(2) Bu Kanunun 12 nci maddesinde belirtilen haklar, kişisel verilerin özellikle
belli bir kişiye ilişkin tedbir veya karar alınmasına yönelik kullanılmadığı ve
ilgili kişinin özel yaşamının gizliliğinin ihlal edilmesi riskinin bulunmadığı
hallerde, ilgili mevzuatta yeterli koruma tedbiri bulunması kaydıyla, bilimsel
araştırma veya istatistik oluşturma amaçları ile sınırlanabilir.
Gazetecilik amacıyla kişisel verilerin işlenmesi
MADDE 23- (1) Yayın sahipleri veya temsilcileri ile bunların çalışanları
tarafından sadece gazetecilik amacıyla veri işlenmesi halinde bu Kanunun 5, 15
ve 24 üncü maddeleri uygulanır.
(2) Birinci fıkrada belirtilen kişisel verilerin işlenmesi fiilleri, ancak
düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti sınırları çerçevesinde, yayın sahipleri
veya temsilcileri ve bunların çalışanlarının enformasyon ihtiyaçlarının
karşılanması için gerekli olması halinde hukuka uygun sayılır.
Kişisel verilerin işlenmesi bakımından meslekî davranış kuralları
MADDE 24- (1) Veri kütüğü sahiplerinin bağlı oldukları meslek birlikleri
tarafından, değişik sektörlerin özellikleri dikkate alınarak, kişisel verilerin
işlenmesiyle ilgili kuralların yerinde uygulanabilmesini temin etme amacıyla
hazırlanan mesleki davranış kuralları, bu Kanuna uygunluğunun denetimi için,
Kuruma sunularak görüşü alınır. Kurum yapacağı denetimde ilgili kişiler veya
temsilcilerinin de görüşlerine başvurur.
Kişisel verilerin silinmesi veya yok edilmesi
MADDE 25- (1) 22 nci maddenin birinci fıkrasında sayılan haller saklı kalmak
üzere, bu Kanunda yer alan genel ilkeleri taşımayan kişisel veriler silinir veya
yok edilir.
(2) Kişisel verilerin silinmesi veya yok edilmesinin esas ve usulleri Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Kurum ve Kurul
BİRİNCİ BÖLÜM
Kurum ve Kurulun Kuruluş ve Görevleri
Kuruluş
MADDE 26- (1) Bu Kanunla verilen görevleri yapmak üzere, kamu tüzel kişiliğini
haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip Kişisel Verileri Koruma Kurumu kurulmuştur.
(2) Kurum Başbakanlığın ilişkili kuruluşudur.
Kurum teşkilâtı
MADDE 27- (1) Kurum, Kişisel Verileri Koruma Kurulu ile Kişisel Verileri Koruma
Kurumu Başkanlığından oluşur.
(2) Kurum, yetkilerini bağımsız olarak kullanır. Kurumun merkezi Ankara’dadır,
gerekli gördüğü yerlerde şube açabilir.
(3) Kurum, görevleri ile ilgili konularda tüm kamu kurum ve kuruluşları ile
gerçek ve tüzel kişilerden her türlü bilgi ve belgeyi isteyebilir. Tüm kurum ve
kuruluşlar ile gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu isteğe cevap vermek ve
Kurumun görevlilerine gereken kolaylığı göstermekle yükümlüdürler.
Kurulun oluşumu
MADDE 28- (1) Kurul, Yargıtay ve Danıştay Genel Kurullarının yapacakları
seçimle, kendi kurumlarında görevli birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve savcılar
arasından önerecekleri birer, Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan ve
hukuk fakültelerinde ceza hukuku, idare hukuku ve anayasa hukuku alanlarında
profesör veya doçent unvanına sahip öğretim üyeleri arasından göstereceği bir,
Türkiye Barolar Birliğinin baro başkanı seçilme yeterliliğine sahip avukatlar
içinden göstereceği bir, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun
Bilim Kurulu üyeleri arasından göstereceği bir, Adalet Bakanının bu Bakanlıkta
idarî görevlerde çalışan birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve savcılar arasından
göstereceği bir ve Bakanlar Kurulunca re’sen seçilecek üç kişi olmak üzere dokuz
üyeden oluşur.
(2) Hâkim ve savcılar hariç, üyelerin yükseköğrenim görmüş, öğretim kurumlarında
en az on yıl öğretim üyeliği yapmış veya kamu hizmetinde en az on yıl fiilen
çalışmış olmaları şarttır.
(3) Kurul üyeliğine önerilen adayların muvafakatleri aranır.
(4) Kurul Başkanını Bakanlar Kurulu atar. Başkan vekili, Kurul tarafından
yapılacak bir seçimle kendi üyeleri arasından üye tamsayısının salt çoğunluğuyla
seçilir.
Görev süreleri
MADDE 29- (1) Kurul üyelerinin görev süresi altı yıldır. Görev süresi bitenler
yeniden seçilemez.
(2) Başkanlık ve üyelikler görev süreleri dolmadan herhangi bir sebeple
boşaldığı takdirde, boşalan yerlere bir ay içinde 28 inci madde hükümlerine
göre, seçim ve atama yapılır. Bu şekilde atanan kişiler yerine atandıklarının
süresini tamamlar ve bu şekilde atananlardan iki yıl veya daha az süreyle görev
yapanlar bir defalığına tekrar atanabilir.
(3) Kurul Başkan ve üyelerinin görev süreleri dolmadan görevlerine son
verilemez. Ancak atanmaları için gerekli şartları taşımadığı anlaşılan,
görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlardan dolayı haklarında verilen
mahkûmiyet kararı kesinleşen Kurul Başkan ve üyeleri süreleri dolmadan
Başbakanın onayı ile görevden alınır. Bu durumda en geç bir ay içinde üye veya
başkan seçimi veya ataması yapılır.
(4) Kurul Başkanının, kurulda görev yaptığı sürece önceki görevleriyle olan
ilişkileri kesilir. Kurul başkanlığına kamu görevlisi iken atananlar
görevlerinin sona erdiği tarihi izleyen otuz gün içinde eski kurumlarına
başvurmaları halinde ilgili Bakan veya atamaya yetkili diğer makamlar tarafından
mükteseplerine uygun bir kadroya atanır. Bu durumda Kurumda geçirdikleri süreler
tabi oldukları Kanun hükümlerine göre hizmetlerinde değerlendirilir. Akademik
ünvanların kazanılması için gerekli şartlar saklıdır.
Yemin
MADDE 30-(1) Kurul üyeleri, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu huzurunda,
“Üstlendiğim görevi Anayasa ve kanunlar gereğince tam bir dikkat, dürüstlük ve
tarafsızlıkla yürüteceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.” şeklinde
yemin ederler. Yemin için yapılan başvuru Yargıtay’ca acele işlerden sayılır.
Kurul üyeleri, yemin etmedikçe göreve başlayamaz.
Kurulun çalışma esasları
MADDE 31- (1) Kurul görevini yaparken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci ve
kişi Kurulun kararını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez.
(2) Kurul ayda en az iki defa olmak üzere, gerekli hallerde başkanın veya
başkanın bulunmadığı durumlarda başkan vekilinin çağrısı üzerine, başkan dahil
en az yedi üye ile toplanır ve üye tam sayısının salt çoğunluğuyla karar alır.
Kurul üyeleri çekimser oy kullanamaz.
(3) Başkan ve üyeler kendilerini, üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye
kadar kayın hısımlarını, evlatlıklarını ve aralarındaki evlilik bağı kalkmış
olsa bile eşlerini ilgilendiren kararlarla ilgili toplantı ve oylamaya
katılamaz.
(4) Bu maddede belirtilen haller dışında bir nedenle bir takvim yılında üç
toplantıya katılmayan üyeler üyelikten çekilmiş sayılır.
(5) Kurul tarafından alınan kararların yürütülmesi başkana, yokluğunda vekiline
aittir.
Kurulun görev ve yetkileri
MADDE 32- (1) Kurulun görev ve yetkileri şunlardır:
a) Kişilik hakları ihlâl edilenlerin başvuruları hakkında karar vermek,
b) İlgili kişi bakımından telâfisi güç veya imkânsız bir zararın doğması
ihtimalinin bulunması halinde geçici önlemler almak,
c) Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin konularda düzenleyici işlemler tesis
etmek,
ç) Yabancı ülkelere veri aktarımı konusunda tereddüt bulunması hâlinde karar
vermek,
d) Başkanın sunduğu önerileri karara bağlamak,
e) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Kurul faaliyetleri hakkında yıllık
rapor hazırlamak,
f) Kurumun yıllık çalışma raporu ve programı ile denetim raporunu onaylamak,
g) Kurumun yıllık hesapları ile yıllık bütçe teklifini onaylamak,
h) Kanunlarda verilen diğer görevleri yerine getirmek,
İKİNCİ BÖLÜM
Kurum Başkanlığı, Hizmet Birimleri ve Görevleri
Kurum Başkanlığı
MADDE 33- (1) Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanlığı, Başkan ve iki başkan
yardımcısı ile hizmet birimlerinden oluşur.
(2) Başkanlığa ilişkin görevlerde Başkana yardımcı olmak üzere, Kurum başkanının
önerisi ve Kurulun kararı ile iki başkan yardımcısı görevlendirilir.
Başkan
MADDE 34- (1) Kurul başkanı kurumun da başkanı olup, Kurumun genel yönetim ve
temsilinden sorumludur. Bu sorumluluk, kurumun çalışmalarının genel çerçevede
düzenlenmesi, değerlendirilmesi ve gerektiğinde kamuya duyurulması görev ve
yetkilerini kapsar.
(2) Başkanın bulunmadığı hallerde Başkan vekili Başkana vekalet eder.
Başkanın görev ve yetkileri
MADDE 35- (1) Başkanın görev ve yetkileri şunlardır:
a) Kurumu temsil etmek,
b) Kurula başkanlık etmek,
c) Kişisel Verileri Koruma Kurulunun belirlediği ilke, usul ve öncelikler
doğrultusunda Kurumu yönetmek ve itâ amirliği yapmak,
ç) Kurula sunulmak üzere Kurumun yıllık faaliyet raporu ve programı ile
bütçesini hazırlamak ve Kurula sunmak,
d) Kurum bütçesinin uygulanmasını, gelirlerin toplanmasını, giderlerin
yapılmasını sağlamak,
e) 48 inci maddede belirtilen denetim sonuçlarına ilişkin raporu hazırlamak,
f) Sicilin tutulmasını sağlamak,
g) Yurt içi ve yurt dışında verilerin korunması makamları ile işbirliği yapmak,
h) Kurul tarafından hazırlanan yıllık faaliyet raporunu Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına sunmak,
ı) Veri koruma hukuku alanındaki gelişmeleri takip etmek ve bunların uygulanması
için gerekli önlemleri almak,
i) İhtiyaç duyulan alanlarda ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla
işbirliği içinde araştırma ve teknik yardım projeleri hazırlamak, geliştirmek ve
yürütmek,
j) Veri koruması ile ilgili konularda diğer ülkelerle ve uluslararası
kuruluşlarla işbirliğini sağlamak ve uluslararası toplantılar düzenlemek,
k) Kurum Başkan yardımcılarını, atamaları yapılmak üzere Kurula önermek,
l) Kurum personelini atamak.
Hizmet birimleri
MADDE 36- (1) Kurumun hizmet birimleri, Kurum görev ve yetkilerinin gerektirdiği
sayıda daire başkanlıkları şeklinde teşkilâtlanmış ana hizmet birimleri, danışma
birimleri ve yardımcı birimlerden oluşur.
(2) Başkanlığın
a) Ana hizmet birimleri ;
1. Sicil ve İnceleme Daire Başkanlığı,
2. Mevzuat ve Dış İlişkiler Daire Başkanlığı,
b) Danışma birimi, Hukuk Müşavirliği,
c) Yardımcı hizmet birimi, Destek Hizmetleri Daire Başkanlığından oluşur.
(3) Kurumda, Başkana yardımcı olmak üzere, ihtiyaca göre sayıları beşi geçmemek
üzere müşavir görevlendirilebilir.
Ana hizmet birimlerinin görevleri
MADDE 37- (1) Sicil ve İnceleme Daire Başkanlığı, sicilin tutulması ve sicile
kayıt işlemlerinden sorumlu olup, aynı zamanda bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili
şikayet ve başvuru işlemlerini inceleyip Kurula sunmak üzere rapor hazırlar.
(2) Mevzuat ve Dış İlişkiler Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Veri koruma hukuku alanındaki gelişmeleri takip etmek ve bunların uygulanması
için gerekli önlemleri almak
b) Kendi görev alanına giren konularda yurt içi ve yurt dışında ilgili kurum ve
kuruluşlarla işbirliği yapmak,
c) Kurula sunulmak üzere Kurumun yıllık faaliyet raporunu hazırlamak,
ç) İhtiyaç duyulan alanlarda ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla
işbirliği içinde araştırma ve teknik yardım projeleri hazırlamak, geliştirmek ve
yürütmek.
d) Veri koruması ile ilgili konularda diğer ülkelerle ve uluslararası
kuruluşlarla işbirliğini sağlamak ve uluslararası toplantılar düzenlemek.
Danışma biriminin görevleri
MADDE 38- (1) Hukuk Müşavirliğinin görevleri şunlardır:
a) Başkan, Başkanlık birimleri ve bakanlıklar tarafından gönderilen kanun, tüzük
ve yönetmelik tasarıları ile diğer hukukî konular hakkında görüş bildirmek.
b) Başkanlığın menfaatlerini koruyucu, anlaşmazlıkları önleyici hukukî
tedbirleri zamanında almak, anlaşma ve sözleşmelerin bu esaslara uygun olarak
yapılmasına yardımcı olmak.
c) Başkanlığı, taraf olduğu davalarda temsil etmek
ç) Başkan tarafından verilecek görevleri yapmak.
Yardımcı hizmet biriminin görevleri
MADDE 39- (1) Destek Hizmetleri Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Başkanlığın insan gücü politikası ve plânlaması konusunda çalışmalar yapmak
ve tekliflerde bulunmak.
b) Başkanlık personelinin atama, nakil, sicil, terfi, ücret, emeklilik ve
benzeri özlük işlemlerini yürütmek.
c) Başkanlığın eğitim plânını hazırlamak, uygulamak ve değerlendirmek.
ç) Program kapsamındaki kurum ve kuruluşlara yönelik eğitim programları
hazırlamak ve uygulamak.
d) Başkan tarafından verilecek benzeri görevleri yapmak.
e) Başkanlığın ihtiyacı olan her türlü yapım, satın alma, kiralama, bakım ve
onarım, arşiv, sağlık ve benzeri idarî ve malî hizmetleri yürütmek.
f) Taşınır ve taşınmaz mal kayıtlarını tutmak.
g) Başkanlık sivil savunma ve seferberlik hizmetlerini plânlamak ve yürütmek.
h) Başkan tarafından verilecek diğer görevleri yapmak
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Şikâyet ve inceleme usulü
Şikâyet başvurusu
MADDE 40- (1) Bu Kanunun uygulanmasından kaynaklanan şikâyetler dilekçeyle
şikâyet konusu işlemin yapıldığı veya öğrenildiği tarihten itibaren altmış gün
içinde Kuruma yapılır. Kurul şikâyeti üç ay içinde inceler. Ancak hukukî veya
fiili sebeplerle bu süre içerisinde incelemenin sonuçlandırılamaması hâlinde
süre, bir defaya mahsus olmak üzere üç ay daha uzatabilir. Şikâyetin 12 nci
maddenin üçüncü fıkrasına veya 22 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde
sayılan hallere ilişkin olmadığı ya da (c) bendinde belirtilen görevlerin yerine
getirilmesini engellemediği sürece, işlem sonucunu ilgililere tebliğ eder.
(2) Şikâyet başvurusunda bulunanlar, şikâyet konusunda Kurulca verilen kararın
kendilerine tebliğinden itibaren altmış gün içinde idare mahkemelerinde dava
açabilirler. Kişilik hakları ihlal edilenlerin, genel hükümlere göre zararını
tazmin hakkı saklıdır.
İnceleme usul ve esasları
MADDE 41-(1) Kurul, re’sen veya ilgili tarafların başvurusu üzerine bu Kanunun
uygulanması ile ilgili konuları inceler.
(2) Veri kütüğü sahibi, Kurulun istemi üzerine, inceleme konusuyla ilgili bilgi
ve belgeleri onbeş gün içinde göndermek ve yerinde inceleme yapılmasına imkan
sağlamakla yükümlüdür.
(3) İnceleme sonucunda bu Kanun hükümlerinin ihlâl edildiğinin anlaşılması
hâlinde, Kurul, veri kütüğü sahibinden bu Kanun hükümlerine uygun olarak kişisel
verilerin işlenmesini ister. Bu istem, derhal yerine getirilir.
(4) Veri kütüğü sahibi kamu tüzel kişisi ise, Kurul, ilgili kamu tüzel
kişisinden verilerin bu Kanun hükümlerine uygun olarak işlenmesini ister. Bu
istem, en geç otuz gün içinde yerine getirilir.
(5) 22 nci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerinde sayılan hallerde
Kurul, üyelerinden birini ilgili kurumda incelemelerde bulunmak üzere
görevlendirir. Görevlendirilen üye, inceleme sonucunda Kurula sözlü olarak bilgi
verir.
(6) Kurul, telafisi güç veya imkansız zararların doğması ihtimali ve açıkça
hukuka aykırılık halinde ilgili kişi hakkında veri işlenmesinin veya yurt dışına
aktarımının durdurulmasına karar verebilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Kurul Başkan ve Üyelerinin Yükümlükleri, Uzman Yardımcılığı ve Uzmanlık
Başkan ve üyelerin görev alma yasağı, malî hakları ve sır saklama yükümlülüğü
MADDE 42- (1) Kurul Başkanı, bilimsel amaçlı yayın, ders ve konferans gibi
etkinlikler hariç olmak üzere herhangi bir kanuna dayanmayan resmî veya özel
hiçbir görev alamaz, dernek, vakıf, kooperatif ve benzeri yerlerde yöneticilik
yapamaz, ticaretle uğraşamaz, serbest meslek faaliyetinde bulunamaz.
(2) Kurul başkanına en yüksek devlet memuru için belirlenen her türlü ödemeler
dahil malî ve sosyal haklar tutarında aylık ücret ödenir. En yüksek devlet
memuruna ödenenlerden vergi ve diğer yasal kesintilere tâbi olmayanlar, bu
Kanuna göre de vergi ve diğer kesintilere tâbi olmaz.
(3) Kurul üyelerine ve Başkana vekâlet ettiği sürece Başkan vekiline 10/02/1954
tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla fiilen
görev yaptıkları her gün için uhdesinde kamu görevi bulunup bulunmadığına
bakılmaksızın (3000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu
bulunacak miktarda huzur hakkı ödenir. Bu ödemelerde damga vergisi hariç
herhangi bir kesinti yapılmaz.
(4) Kurul başkan ve üyeleri ile Kurumun her türlü personeli, çalışmaları ve
denetlemeleri sırasında ilgililere ve üçüncü kişilere ait öğrendikleri sırları
bu konuda kanunen yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar ve kendi
yararlarına kullanamazlar. Bu yükümlülük görevden ayrılmalarından sonra da devam
eder.
Kurum personelinin atanması ve malî hakları
MADDE 43- (1) Kurumun başkan yardımcıları, daire başkanları, başkanlık
müşavirleri ve meslek personeli kadro karşılığı sözleşmeli statüde istihdam
edilir. Kurum personeli ücret, malî ve sosyal haklar dışında 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununa tâbidir.
Emeklilik ve hizmet sürelerinin değerlendirilmesi
MADDE 44- (1) Kurul başkanı ile kurum personeli 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı hükümlerine tâbidir. Emeklilik ve diğer bakımlardan kurul başkanı
bakanlık müsteşarı, başkan yardımcıları genel müdür, daire başkanları genel
müdür yardımcısı, başkanlık müşaviri bakanlık müşaviri ile denk statüde kabul
edilir. Kurul başkanlığında geçirilen süreler makam, temsil ve hâkim ve savcılar
ile bu meslekten sayılanlar için yüksek hâkimlik tazminatı ödenmesini gerektiren
görevlerde geçmiş sayılır.
(2) Emeklilik açısından kurum meslek personeline, kazanılmış hak aylık
dereceleri itibariyle karşılık gelen Başbakanlık uzman ve uzman yardımcıları
için tespit edilen ek gösterge ve makam tazminatı uygulanır.
Kişisel verileri koruma uzman yardımcılığına atanma
MADDE 45- (1) Kişisel verileri koruma uzman yardımcılığına atanabilmek için 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde sayılan şartlara ilâve
olarak aşağıdaki nitelikler aranır:
a) En az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği yetkili
makamlarca kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak,
b) Yapılacak yarışma ve yeterlik sınavında başarılı olmak,
c) Sınavın yapıldığı yılın Ocak ayının ilk günü itibariyle otuz yaşını
doldurmamış olmak.
Kişisel verileri koruma uzmanlığı
MADDE 46- (1) 45 inci maddeye göre kişisel verileri koruma uzman yardımcılığına
atananlar, en az üç yıl çalışması, olumlu sicil alması, konuları ile ilgili
hazırlayacakları uzmanlık tezinin Kurul tarafından kabul edilmesi, açılacak
meslekî yeterlilik sınavında başarılı olması, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi
Seviye Tespit sınavından en az (C) düzeyinde yabancı dil puanı alması halinde
“Kişisel Verileri Koruma Uzmanı” ünvanını alırlar.
(2) Kişisel verileri koruma uzmanlığı sınavında iki kez başarılı olamayanlar
diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki öğrenim durumlarına uygun kadrolara atanmak
üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
(3) Kişisel verileri koruma uzman yardımcılığı sınavı ile kişisel verileri
koruma uzmanlığı sınavının şekil ve uygulama esasları yönetmelikle düzenlenir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Kurumun Bütçesi, Yıllık Faaliyet Raporu ve Muafiyet
Kurumun gelirleri
MADDE 47- (1) Kurumun bütçesi 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanununun üçüncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen cetvel
için öngörülen usul ve esaslara göre hazırlanır ve kabul edilir.
(2) Kurumun gelirleri şunlardır:
a) Her yıl Kurum adına konulacak ödenek,
b) İdarî para cezalarının yarısı
c)Yayın gelirleri,
ç)Kuruma ait taşınır ve taşınmaz mallardan elde edilen gelirler,
d)Yukarıda sayılan gelirlerin nemalandırılması suretiyle elde edilecek gelirler.
Kurum giderleri ve malları
MADDE 48- (1) Kurumun harcamaları, Kurul kararıyla yürürlüğe giren yıllık
bütçeye göre yapılır.
(2) Kurumun yıllık hesapları ile harcamalarına ilişkin işlemler, 5018 sayılı
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile 832 sayılı Sayıştay Kanunu çerçevesinde
denetlenir. Kurum, denetleme sonuçlarıyla ilgili gerekli tedbirleri alır.
Denetim sonuçları ile bunlara ilişkin işlemleri ve alınan tedbirleri gösterir
bir rapor, Kurumun yıllık faaliyet raporu ile birlikte Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunulur.
(3) Kurumun para, evrak ve her çeşit malları Devlet malı hükmündedir. Kurulun
başkan ve üyeleri ile diğer personeli görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri
suçlar ile bunlara karşı işlenen suçlardan dolayı sorumluluk bağlamında
26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uygulamasında kamu görevlisi
sayılırlar.
Yıllık faaliyet raporu
MADDE 49- (1) Kurum, faaliyetlerine ilişkin olarak her yılın Mart ayı sonuna
kadar bir önceki yıla ait kararları, yaptığı düzenlemeleri ile bunların ekonomik
ve sosyal etkilerini analiz eden bir faaliyet raporu hazırlar. Faaliyet raporu,
ayrıca, kurumun performans hedefleri ile uygulama sonuçlarının
karşılaştırılmasını ve değerlendirilmesini de içerir.
(2) Yıllık faaliyet raporu, kurul kararları ve ikincil düzenlemeler kurumun
internet sayfasında yayınlanır.
BEŞİNCİ KISIM
Çeşitli Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Soruşturma ve Kovuşturma Hükümleri
Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesi
MADDE 50- (1) Hukuka aykırı olarak üçüncü fıkrada belirtilenler dışında kişisel
verileri işleyen kişi, Türk Ceza Kanununun 135 inci maddesinin birinci fıkrasına
göre cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada yazılı fiilin, bu Kanunun 6 ncı maddesinde düzenlenen özel
niteliği olan kişisel veriler hakkında işlenmesi hâlinde de birinci fıkrada
belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri açıklayan, yayan, bir başkasına veren,
aktaran veya ele geçiren kişi Türk Ceza Kanununun 136 ncı maddesine göre
cezalandırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen fiillerin Türk Ceza Kanunun 137 nci
maddesinde belirtilen şekilde işlenmesi halinde ceza, aynı maddeye göre tayin
edilir.
(5) 25 inci maddeye aykırı hareket edenler Türk Ceza Kanununun 138 inci
maddesine göre cezalandırılırlar.
Verilerin korunması ve yok edilmesi görevinin ihmali
MADDE 51- (1) Kanuna uygun olarak veri kütüğüne işlenmekle beraber bunların
muhafazalarında veya kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın
verileri sistem içinde yok etmek yükümlülüğünde ihmalleri görülenler, Türk Ceza
Kanununun 138 inci maddesine göre cezalandırılırlar.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
MADDE 52- (1) Bu Kanunda tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti
çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında Türk Ceza Kanununun
tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
İdarî para cezaları
MADDE 53- (1) Bu Kanunun;
a) 11, 12, 15, 19, 27 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 41 ve 42 nci maddesinin
birinci fıkrasında öngörülen yükümlülüklere aykırı hareket edenlere beşbin Türk
Lirası,
b) 16, 21 ve 24 üncü maddelerinde öngörülen yükümlülüklere aykırı hareket
edenlere onbin Türk Lirası,
idarî para cezası verilir.
(2) Bu Kanuna göre idarî para cezaları Kurul tarafından verilir.
(3) Bu maddedeki fiillerden özel hukuk tüzel kişileri de sorumludur.
Ceza soruşturması ve kovuşturması
MADDE 54- (1) 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca görev sebebiyle işlenen
suçlar dolayısıyla soruşturma izni yetkisi, Başkan ve üyeler hakkında Başbakan,
Kurumun diğer personeli hakkında Başkan, yokluklarında ise başkan vekili
tarafından kullanılır.
(2) Özel kanun hükümleri saklıdır.
Disiplin soruşturması
MADDE 55- (1) Kişisel Verileri Koruma Kurumunda çalışanlar hakkında genel
hükümler uygulanır.
İKİNCİ BÖLÜM
Son Hükümler
Yönetmelik
MADDE 56- (1) Kurum:
a) Yabancı ülkelere bilgi aktarımının esas ve usullerini,
b) Sicilin tutulmasına ilişkin esas ve usulleri,
c) Kurulun çalışma esas ve usullerini,
ç) Kişisel verilerin anonim hale getirilmesi veya yok edilmesine ilişkin esas ve
usulleri,
d) Kişisel verileri koruma uzman yardımcılığı sınavı ile kişisel verileri koruma
uzmanlığı sınavının şekil ve uygulama esaslarını,
e) 5inci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen tarihî, istatistik veya bilimsel
amaçlarla yeniden veri işlenebilmesi için gerekli tedbirleri,
f) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin sair hususları,
Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde, ilgili kurum ve
kuruluşların görüşlerini alarak çıkartacağı yönetmeliklerle düzenler.
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Kişisel verileri işleyen kamu kurum veya kuruluşları ile
gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmeliğin
yürürlüğe girmesinden sonra üç ay içinde Sicile kayıt başvurusunda bulunmak
zorundadırlar. Kurum tarafından çıkarılacak yönetmeliğin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren bir yıl süreyle 19 uncu maddenin ikinci fıkrası uygulanmaz.
GEÇİCİ MADDE 2- (1) Kurumun kuruluşu, personel giderleri, araç gereç ve her
türlü sair ihtiyaçlarının karşılanması için Başbakanlık bütçesine yeterli ödenek
aktarılır.
GEÇİCİ MADDE 3- (1) Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190
sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı (I) sayılı
Cetvelin ilgili bölümüne eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 4- (1) Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay içinde
28inci maddede sayılan kurum, kuruluş ve kurullar belirledikleri üyeleri
Bakanlar Kuruluna bildirir. Aynı süre içinde Bakanlar kurulu kendi üyelerini
belirler.
(2) Kurulun göreve başlamasından itibaren ikinci, üçüncü, dördüncü yılın
sonunda, Başkan hariç üyelerinden, önceki ad çekmede görevi sona erip de tekrar
seçilenler dışında ad çekme yoluyla belirlenen ikişer üyenin görevi sona erer.
Boşalan üyeliklere aynı usulle seçim yapılır. Ad çekme suretiyle üyeliği sona
eren üyeler bir kere daha seçilebilir. Bu şekilde atanan kişiler, yerine
atandıklarının süresini tamamlar ve bu şekilde atananlardan iki yıl veya daha az
süreyle görev yapanlar bir defalığına tekrar atanabilir.
GEÇİCİ MADDE 5- (1) Kurul, oluşumundan itibaren bir yıl içinde, Kanunun 45 ve 46
ncı maddelerindeki şartlar aranmaksızın toplam uzman sayısının beşte birini
geçmemek üzere, en az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından veya bunlara
denkliği kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olup,
İngilizce, Fransızca veya Almanca dillerinden birinden Kamu Personeli Yabancı
Dil Sınavından en az (C) seviyesinde puan alan ve en az beş yıl kamu
kurumlarında çalışmış olan kamu görevlilerinden bir defaya mahsus olmak üzere
Kurumda çalışmak üzere uzman atayabilir.
Yürürlük
MADDE 57- (1) Bu Kanun hükümleri 1 Ocak 2008 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 58- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
GENEL GEREKÇE
Kişisel verilerin korunması, çağımızda, insan hakları kavramı ve korunması
bilincinin gittikçe gelişmesine paralel olarak önemini arttırmaktadır. Bu
nedenle bir ülkenin mevzuatında değişik düzenlemeler içinde yer alan farklı
hükümlerin, bu konuya özgü felsefeden yoksun olması halinde kişisel verilerin
korunması konusunda artan ihtiyaca cevap vermesi mümkün olmamaktadır. Bunun
öncelikli sebebi, söz konusu hükümlerin başlı başına yetersiz olmalarından
ziyade; bu hükümlerin hukuk sisteminde yer almasının, kişisel verilerin
korunması amacı ile değil, ancak her bir hükmün ilgili olduğu sahalarda
zamanının ihtiyaçlarına cevap vermesi amacı ile düzenlemiş olmasıdır. Bundan
dolayı hemen tüm modern hukuk sistemlerinde olduğu gibi, Ülkemizde de kişisel
verilerin korunması amacına yönelik münhasır bir kanunun yürürlüğe girmesi
kaçınılmaz hale gelmiştir.
Tasarı, kişisel verilerin korunması bakımından gerekli olan tüm hususlarda
çerçeve niteliğinde ilkeleri belirlemekte ve öngördüğü bağımsız Kurul ile de bu
ilkelerin uygulanmasının izlenmesini temin etmektedir.
Kişisel verilerin korunması konusunda genel ilkelerin, çerçeve bir kanunla
hukukumuza dahil olmasının önemli bir gelişme olduğu ortadadır. Ancak bir
çerçeve kanundan beklenen fayda, doğal olarak bu kanunda belirtilen ilkelerin
ilgili mevzuata uyumlu şekilde yansıtılması halinde sağlanabilir. Bu nedenle,
bir yandan oluşturulacak bağımsız Kurumun sözü geçen mevzuatın bir kısmını
hazırlaması, diğer yandan ilgili diğer tüm kamu kurum ve kuruluşlarının, kendi
sahalarında gecikmeksizin harekete geçerek kanunda saptanan ilkelerin ışığı
altında gerekli yasal düzenlemeleri hazırlamaları gerekmektedir.
Tasarı hükümleri, inceleyen kamu kurum ve kuruluşları tarafından, kendi
sahalarında kişisel verilerin korunması ile ilgili ihtiyacın hemen tespit
edilebilmesini sağlayacak şekilde hazırlanmıştır. Bu nedenle, örneğin sağlık
alanında Sağlık Bakanlığının, iletişim ve ulaşım alanında Ulaştırma
Bakanlığının, turizm alanında Turizm Bakanlığının, ekonomik hayatla ilgili
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının, maliye ve vergi konuları ile ilgili olarak
Maliye Bakanlığının, yargı ile ilgili olarak Adalet Bakanlığının, nüfus
işlemleri ve kolluk faaliyetleri ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığının vakit
kaybetmeden bu kanuna uygun mevzuatı hazırlamaları yararlı olacaktır. Burada
örnek kabilinden sayılan bu ihtimaller sınırlayıcı değildir.
Ayrıca farklı sektörlerde yer alan mesleklerin, var olan mesleki davranış
kurallarına kişisel verilerin korunması bakımından gerekli değişiklikleri
getirmeleri ya da eğer henüz hiç düzenleme yapılmamışsa kişisel verilerin
korunması bakımından mesleki davranış kurallarını belirlemeleri, sistemin
bütünlüğü açısından önem taşıyacaktır. Ancak bu düzenlemeler yapılırken,
Tasarıda belirlenen ilkelerin dikkate alınması gerekmektedir.
Günümüzde geleneksel yöntemlerin yanı sıra, verilerin bilgisayar gibi elektronik
ortamlarda işlenerek bunların, veri bankalarında depo edilmesi çok
yaygınlaşmıştır. Bilgi çağı olarak nitelendirilen çağımızda, bir taraftan
kişisel verilerin işleme tabi tutulmasını kolaylaştırmak ve bunları ilgililerin
yararlanmasına sunmak zorunlu olduğu kadar, bunu yaparken kişiliğin, temel hak
ve hürriyetlerin korunması da çok önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
Kişisel verilerin elektronik olarak işlenmesi, kişilere olduğu kadar özel ve
kamu sektörüne de büyük yararlar sağlamaktadır. Bu şekilde mal ve hizmetler,
daha kolay üretilebildiği gibi kişilerin veri işleme yoluyla tespit edilmiş
tercihlerine bakılarak, bireylere ucuz ve sür’atle sunulabilmektedir. Elektronik
veri işleme sistemleri keza, sağlık, sosyal güvenlik, eğitim, vergi, kamu düzeni
ve güvenliği gibi alanlarda da benzer yararlar sağlamaktadır. Bu nedenle, mal ve
hizmetlerin daha iyi, ucuz ve sür’atle sunulabilmesi için, verileri elektronik
ortamlarda işleyen sistemler, gerek özel ve gerek kamu sektöründe hızla
yaygınlaşmıştır.
Kişisel veri kütüğü sistemleri iki grup açısından önem arz etmektedir:
- Bunlardan birincisini kişisel veri sicillerini kullananlar oluşturmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği gibi, mal ve hizmetlerin ihtiyaca uygun bir şekilde
üretimi ve dağıtımı için bu tür sicillerden yararlanılması zorunlu hale
gelmiştir. Bu sicillerden yararlananların, ihtiyaçları olan kişisel verileri
işlemeleri engellenmemeli, aksine kolaylaştırılmalı, ancak ilkelere
bağlanmalıdır.
- Diğer grubu ise, hakkında kişisel veri işlenen gerçek ve tüzel kişiler
oluşturmaktadır. Elektronik bilgi işlem sistemlerinde zorunlu olarak kişiler
hakkında kişisel veriler işlenmektedir. Kişisel veriler sınırsız olarak
gelişigüzel toplandığı, denetimsiz olarak açıklandığı, yetkisiz kişilerin eline
geçtiği takdirde kötüye kullanılarak kişilik hakları ihlal edilebilecektir. Bu
nedenle kişisel veri sicillerinin bu tür sakıncaları giderecek şekilde
kurulması, faaliyet göstermesi ve denetim altına alınması zorunlu hale
gelmiştir.
Tasarı, bu iki grubun çıkarlarını koruyarak dengelemek ve kişilik hakları ile
temel hak ve hürriyetleri korumak amacıyla hazırlanmıştır.
Mevzuatımızda kişilik hakkının korunmasına ilişkin hükümler Türk Medeni
Kanununda yer almaktadır. Türk Medeni Kanununun 24 üncü maddesine göre hukuka
aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, saldırıda bulunanlara karşı
korunmasını isteyebilir. Ayrıca 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza
Kanununun 135 ve devamı maddelerinde kişisel verilerin hukuka aykırı olarak
kaydedilmesi üçüncü kişilere verilmesi, yayılması fiilleri yaptırım altına
alınmış bulunmaktadır. Aynı şekilde, Türkiye’nin 1954 yılında onayladığı Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesinin 8 inci maddesinde, herkesin özel ve aile hayatına,
meskenine ve muhaberatına saygı gösterilmesini isteme hakkı olduğu
belirtilmiştir.
Kişisel verilerin korunması konusu somut olarak ilk defa İktisadi İşbirliği ve
Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından 1980 yılında ele alınmıştır. OECD
tarafından kabul edilen ve bu Tasarıda da dikkate alınan rehber ilkeler,
birbirini tamamlayıcı nitelikte olup özetle aşağıda gösterilmiştir.
1) Kişisel veri toplanması ve işlenmesinin sınırlı olması ve ilkelere bağlılığı:
-Bu ilke ile kişisel verilerin toplanması ve işlenmesinin sınırları olması ve
verilerin hukuka uygun, meşru yollarla ve mümkün olduğunca veri konusu kişinin
bilgisi veya rızası ile elde edilmesinin gerekliliği vurgulanmıştır. Tasarı ile
kişisel verilerin, toplanması ve işlenmesi konusunda belirtilen ilkelere
uyulmuştur.
2) Kişisel veride kalite ilkesi:
Bu ilke ile, kişisel verilerin işlenmesiyle ilgili gerekli nitelikler
vurgulanmaktadır. Buna göre, kişisel verilerin güncel tutulması, tam ve doğru
olması, kullanılacağı amaçla bağlantılı ve bu amacın gerekleriyle sınırlı olması
şartlarına işaret edilmektedir. Tasarının kişisel verilerin işlenmesine ilişkin
ilkelerin belirlendiği 4 üncü maddesi kapsamlı düzenleme tarzı ile aranan
şartları karşılamıştır.
3) Kişisel veri toplama ve işlenmesinde amacın belirginliği ilkesi:
Kişisel verilerin toplanmasından önce, bu verilerin toplanmasının amaçlarının
belli olması, sonraki kullanımların da bu amaçlarla sınırlı tutulması gereğine
değinilmektedir. Toplanma amacının değişebileceği her durumda da, söz konusu
değişen amaçların aynı şekilde belirgin olması gerektiği belirtilmektedir.
4) Amaca uygun kullanım ilkesi:
Yukarıda sözü geçen ilke ile doğrudan bağlantılı olan bu ilke gereğince; veri
konusu kişinin rızası veya kanunun yetki verdiği haller hariç olmak üzere,
kişisel verilerin toplandığı ve işlendiği amaçlar dışında kullanılmaması, elde
edilebilir hale getirilmemesi veya açıklanmaması öngörülmektedir.
5) Kişisel verilerin korunması için gereken tedbirlerin alınması ilkesi:
Bu ilke ile kişisel verilerin, yetkisiz olarak erişilmesi, imhası, kullanılması,
değiştirilmesi veya açıklanması ya da kaybolması gibi risklere karşı uygun
güvenlik tedbirleriyle korunması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Tasarının 15
inci maddesi ile kişisel verilerin işlenmesinin güvenliği bakımından tedbir
alınması yükümlülüğü getirilmiştir.
6) Açıklık ilkesi:
Kişisel verilerle ilgili olarak yürütülen politikalar ile uygulamalar ve
gelişmeler hakkında genel bir açıklık politikası bulunması gereği
vurgulanmaktadır. Tasarının 11 inci maddesinde düzenlenen veri konusu kişilerin
bilgilendirilmesi ve 12 nci maddedeki veri konusu kişinin bilgiye erişim
hakkının yanı sıra, 16 ncı maddesinde, kurum tarafından tutulacak Kurum Sicili
düzenlenmektedir. Bu Sicile tescil edilecek konular ayrıntılı düzenlenmiş olup,
sicilin kamuya açık olduğu hükmü getirilmiştir. 95/46/AT sayılı Avrupa Topluluğu
Direktifi’nin 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında da buna paralel bir düzenleme
bulunmaktadır.
7) Kişisel veri konusu kişinin bireysel katılımı ilkesi:
Kişinin, veri kütüğü sahibinden, onunla ilgili veri olup olmadığına dair bilgi
edinmeye; anlayabileceği bir şekilde, makul yollarla, tatbik ediliyorsa aşırı
olmayan bir ücretle, makul süre için kendisine ilişkin veriler konusunda
bilgilendirilmeye; bilgi edinme ve bilgilendirilme talepleri reddedilirse
sebeplerini öğrenmeye, bu gibi reddedilmelere karşı itiraz veya kanun yollarına
başvurabilmeye; kendisine ilişkin verilere itiraz edebilme ve haklı itirazı
halinde bu verileri sildirmeye, düzeltmeye, eksik ise tamamlatmaya ve
değiştirmeye hakkı olması gerektiği vurgulanmaktadır.
8) Sorumlu tutulabilirlik ilkesi:
Buna göre veri kütüğü sahibinin, yukarıda belirtilen prensiplere uyulması için
getirilen tedbir ve yaptırımlara uymasını temin edecek şekilde sorumlu tutulması
sağlanmalıdır. Tasarının, ‘‘Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin ilkeler"
başlığını taşıyan 4 üncü maddesinden başlamak üzere muhtelif bazı maddelerinde,
veri kütüğü sahipleri, getirilen prensiplere uymakla yükümlü tutulmuştur. Bu
yükümlülüklerini yerine getirmeyen veri kütüğü sahipleri idarî, hukukî ve cezaî
yaptırımlara tâbi olacaktır.
Diğer taraftan, ana amacı üye ülkeler arasında hukuk birleştirilmesi ve uyumu
olan Avrupa Konseyi, daha sonra da bir sözleşme hazırlanmak üzere bu alandaki
çalışmalarını sürdürmüştür. Bu bağlamda çok gelişmiş telekomünikasyon
araçlarıyla gerçekleştirilen, ülkeler arasındaki hızlı sınır ötesi bilgi akışı
karşısında, kişilik haklarının korunmasında üye devletler milli mevzuatının
yetersiz kalması, bu alanda bir uluslararası sözleşme hazırlanmasını zorunlu
kılmıştır. “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında
Bireylerin Korunması”na ilişkin 108 sayılı Sözleşme, 28 Ocak 1981 tarihinde
imzaya açılmış ve aynı tarihte Konsey üyesi diğer devletlerle birlikte Türkiye
tarafından da imzalanmıştır. Ancak, söz konusu Sözleşmenin 4 üncü maddesi
gereğince, Sözleşmenin onaylanabilmesi için, imzalayan devletin, Sözleşmede
öngörülen ilkeler çerçevesinde bir yasa kabul etmesi zorunludur. Tasarı ile aynı
zamanda söz konusu sözleşmede öngörülen yükümlülük de yerine getirilmektedir.
Sözleşme, bir taraftan Konseye üye çeşitli ülkelerde bireylerin kişiliklerinin
yeknesak bir düzeyde korunmasını sağlamış, diğer taraftan da sınır ötesi veri
akışının standartlarını belirlemiştir. Öyle ki, Sözleşmenin 12 nci maddesine
göre, bir devlet verilerin korunması konusunda bunların eşdeğer düzeyde
korunmasına ilişkin mevzuatı bulunmayan diğer bir devlete sınır ötesi veri
aktarımını yasaklayabilir. Nitekim bu bağlamda Türkiye’de yasal düzenleme
bulunmamasının sonuçları uygulamada da görülmeye başlanmıştır. Örneğin, adli
yardım anlaşmalarının uygulanması çerçevesinde, başta Almanya olmak üzere,
Konseye üye diğer devletler, Türk mahkemelerince yapılan kişiler hakkındaki
adres tespiti, istinabe gibi istemleri, Türkiye’nin konuya ilişkin eşdeğer
koruma mevzuatı bulunmadığı için geri çevirmektedirler. Aynı şekilde, bu durum
Avrupa Birliği ile gerçekleştirilen gümrük birliği çerçevesinde, Türkiye ile
Avrupa Birliği üyesi devletler gümrük idareleri arasındaki bilgi akışını da
olumsuz yönde etkilemektedir.
Tasarının hazırlanmasında Avrupa Konseyinin anılan Sözleşmesindeki ilke ve
standartlar da göz önüne alınmıştır.
Öte yandan, Avrupa Konseyinin anılan Sözleşmesinin hazırlık çalışmalarına Avrupa
Birliği de kurum olarak aktif bir şekilde katılmış ve önemli katkılarda
bulunmuştur. Avrupa Birliği daha sonra da konuya ilişkin çalışmalarını sürdürmüş
ve üyelerinin verilerin korunması mevzuatı arasındaki farklılık ve çelişkileri
gidererek uyum sağlamak üzere, 95/46/EC sayılı Direktif yürürlüğe girmiş ve
bununla bütün üye ülkelerdeki bireylerin gizliliğinin üst düzeyde korunması ve
kişisel verilerin Avrupa Birliği içerisinde özgür dolaşımını sağlayacak açık ve
kalıcı bir düzenleme yapılması amaçlanmıştır. Avrupa Birliği ile Türkiye
arasında gümrük birliği kurulmasından sonra 10- 11 Aralık 1999 tarihlerinde
gerçekleştirilen Avrupa Birliği Helsinki Zirvesi sonucunda Türkiye’nin tam üye
adayı olarak kabul edilmiş olmasıyla tam üyeliğe yönelik katılım süreci
çerçevesinde bir çok alanda mevzuat uyumu çalışmaları yapıldığından, verilerin
korunmasına ilişkin yasa çalışmalarında da, Birlik mevzuatı ile Türk mevzuatı
arasında uyum sağlamanın yerinde olacağı düşünülmüş ve bu amaçla çalışmalarda
söz konusu direktif de göz önünde tutulmuştur. Ayrıca, kişisel verilerin
korunması konusunda ilgili kanunun hazırlanması, Ülkemizin Katılım Ortaklığı
Belgesine cevap olarak hazırladığı 2003 Ulusal Programında taahhüt ettiği
yükümlülüklerdendir. Böylece Tasarı, Avrupa Birliği ile olan mevzuat uyum
çalışmalarımız bakımından önemli bir ihtiyacı karşılamaktadır.
Avrupa Konseyi geçen sürede ayrıca, Sözleşmede yer alan bu ilkeleri etkin bir
şekilde yaşama geçirmek için yoğun çalışmalar yapmış ve Bakanlar Konseyi bu
maksatla çeşitli sektörlerde uygulanacak ilkeleri belirleyen aşağıdaki tavsiye
kararlarını da kabul etmiştir: Tıbbi veri bankaları (1981), bilimsel araştırma
ve istatistik (1983), doğrudan pazarlama (1985), sosyal güvenlik (1986), polis
(suç) kayıtları (1987), istihdama ilişkin veriler (1989), elektronik ödeme ve
ilgili işlemler ( 1990), verilerin kamu kuruluşlarınca üçüncü kişilere
açıklanması (1991), kişisel verilerin telekomünikasyon alanında ve özellikle
telefon servislerinde korunması (1995), tıbbi verilerin korunması (1997),
istatistik amaçlı toplanan ve işlenen kişisel verilerin korunması (1997),
internette özel hayatın gizliliğinin korunması (1999), sigorta sektöründe
kişisel verilerin korunması (2002).
Konseye üye gelişmiş sanayi devletlerinden çoğu, bu tavsiye kararlarını takiben,
özel olarak yasaları bulunduğu halde, konuları bu kez sektör bazında yeniden
düzenlemişlerdir. Tasarıda, söz konusu tavsiye kararları göz önüne alınmakla
beraber, sektörel bazda bir yaklaşımın Tasarının hacmini çok genişleteceği
düşünülerek bu yöntem benimsenmemiştir. Bu bağlamda, tavsiye kararlarında yer
alan ilkelerin, ilgili kurum, kuruluş ve meslek birlikleri tarafından, Kurumun
da görüşü alınarak hazırlanacak düzenlemeler de yer alabileceği
değerlendirilmiştir.
Tasarı, kişisel verileri işleme tabi tutulan kişiler ile bu verileri işleme tabi
tutan kamu kurum veya kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerini
kapsamına almıştır. Söz konusu kişisel veriler geleneksel dosyalama yöntemiyle
işlenebileceği gibi, otomatik işleme de tabi tutulabilir. Her iki yöntem de
Tasarı kapsamındadır.
Tasarı , beş kısımdan oluşmaktadır.
Birinci kısımda; Tasarının amaç ve kapsamı belirlenmiş ve Tasarıda kullanılan
çoğu teknik ağırlıklı terimlerin tanımları yapılmış, kişisel verilerin
niteliğine ilişkin ilkeler, kişisel verilerin işlenmesinde hukuka uygunluk
sebepleri, özel niteliği olan kişisel veriler ve kişisel verilerin üçüncü
kişilere aktarılması konuları düzenlenmiştir.
İkinci kısımda; veri konusu kişinin bilgilendirilmesi, bilgiye erişme hakkı,
veri konusu kişinin itiraz hakkı, kişisel verilerin işlenmesinde tedbirler,
kişisel verilerin yabancı ülkelere ve üçüncü kişilere aktarılması
düzenlenmiştir.
Üçüncü kısımda; Kurum Sicili ve Kuruma bildirim ve ön inceleme konuları ile özel
denetim kuruluşları, kanuna istisna getiren hükümler, mesleki davranış
kuralları, kişisel verilerin silinmesi ve yok edilmesi konuları düzenlenmiştir.
Tasarının dördüncü kısmıyla; Kurum ve Kurulun kuruluş ve görevleri, teşkilat
yapısı düzenlenmiştir. Kurumun teşkilatı, sekreterya hizmeti gören icra organı
niteliğindeki “Kurum Başkanlığı” ile karar organı olarak “Kişisel Verileri
Koruma Yüksek Kurulu” ve hizmet birimlerinden oluşmaktadır.
Bu bölümde ayrıca Kurumun, veri kütüğü sahipleriyle ilişkilerine dair hükümlere
yer verilmiştir.
Kişisel verilerin, kamu kurum veya kuruluşlarınca veya gerçek ve özel hukuk
tüzel kişileri tarafından işlenmesi dolayısıyla kişilik hakları ihlal
edilenlerin şikayetleri konusunda Kişisel Verileri Koruma Yüksek Kurulu karar
verecektir. Herhalde, kişilik hakları ihlal edilen bireyin tazminat hakkı saklı
tutulmuştur.
Tasarının muhtelif maddelerinde; veri kütüğü sahibi yanında, “veya temsilcisi”
ifadesi kullanılmıştır. Burada sözü edilen “temsilci”, Direktifin 4 üncü
maddesine göre; kişisel verilerin işlenmesine Direktif hükümleriyle uyumlu
olarak kabul edilen ulusal hukuk kurallarının uygulanması koşullarından biri
olan veri kütüğü sahibinin Topluluk topraklarında yerleşik olmadığı durumlarda,
kişisel verinin işlenmesi amacıyla, ilgili üye devlet egemenlik alanında bulunan
ekipmandan, otomatik veya otomatik olmayan yollarla kişisel veri işlenmesi için
yararlanması halinde, kendisine “temsilci” sıfatıyla ataması gereken kişidir.
Söz konusu durumda, kullanılacak ekipmandan sadece Topluluk topraklarına geçiş
amacıyla yararlanılmaması gereği de maddede ayrıca öngörülmüştür. Bu hallerde,
atanacak temsilci, ilgili üye devlet sınırları içinde yerleşmiş olmalıdır.
Temsilci atanması, kişisel verileri kontrol eden hakkında başlatılmış veya
başlatılması muhtemel yasal işlemleri etkilemeyecektir. Kişisel verileri kontrol
eden kişiye temsilci atanması, halihazırda Avrupa Birliğine üye olan ülkeleri
ilgilendiren bir husustur. Ülkemiz açısından ise Birliğe tam üye olunduğunda
yerine getirilecek bir koşul olmakla birlikte, ileride doğması muhtemel uyum
sorununun önlenmesi ve konuyla ilgili gereken tüm hazırlıkların tamamlanarak
üyeliğe hazır olunması hususları gözetilerek Tasarıda yer alması öngörülmüştür.
Sözleşmenin 10 uncu maddesinde, onaylayan devletlerin Sözleşmede öngörülen
ilkelerin gereken şekilde uygulanabilmesini sağlamak üzere, iç hukuklarında
etkin yaptırımlar öngörmeleri belirtilmiştir. Aynı şekilde, söz konusu 95/46/EC
sayılı Avrupa Topluluğu Direktifinin 11 inci Bölümünde, üye devletler, ilkelerin
ihlâli halinde yaptırımlar uygulamaya davet edilmektedir. Nitekim, mevzuatı
incelenen devletlerde, kişilik hakları ihlalinin ağırlık derecesine göre, para
veya hürriyeti bağlayıcı cezalar verildiği gözlenmiştir. Bu düşüncelerle,
Tasarıda, ihlalin ağırlık derecesine göre idari para cezaları ile ayrıca hapis
ve para cezaları öngörülmüştür.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Maddeyle Kanunun amacı belirlenmektedir. Amaç, kişisel verilerin
işlenmesini disiplin altına almak ve Anayasanın 17 nci maddesinde ifade edilen
kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı ile temel hak ve özgürlüklerinin
korunmasıdır. Bu korumayı sağlayacak kuruluşlar ile uygulanacak ilke ve
yöntemler Tasarıda düzenlenmiştir.
MADDE 2- Maddeyle, kişisel verileri işleme tâbi tutulan gerçek ve tüzel kişiler
ile bu verileri işleme tâbi tutan kamu kurum veya kuruluşları ile gerçek ve özel
hukuk tüzel kişileri Tasarı kapsamına alınmaktadır. Bu konuda, özel sektör ile
kamu sektörü bakımından getirilen özel hükümler dışında ayırım yapılmadığından,
öngörülen usul ve esaslar her iki sektöre de uygulanacaktır. Aynı şekilde
kişisel verilerin otomatik veya geleneksel dosyalama yöntemleriyle işlenmesinin
de önemi yoktur.
Her ne kadar Avrupa Komisyonunun 95/46 sayılı Direktifinde sadece gerçek
kişilere ilişkin kişisel verilerin direktif kapsamında korunacağı ifade
edilmişse de, yine Avrupa Komisyonunun 2002/58 sayılı Direktifiyle tüzel
kişilere ait kişisel verilerin de koruma kapsamına dahil edileceği
belirtilmektedir. Nitekim Haziran 2003 tarihli İtalyan Veri Koruma Kanununun
“Tanımlar” başlıklı dördüncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde kişisel
veri “gerçek veya tüzel kişilere” ait veriler olarak tanımlanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, kişisel verilerin, gerçek kişiler tarafından sadece
kişisel veya birlikte oturanlarla ilgili faaliyetlerine ilişkin olarak işlenmesi
kapsam dışı bırakılmıştır.
MADDE 3- Maddede, Tasarıda kullanılan deyim ve terimlerin tanımlarına yer
verilmiştir.
Tasarı kapsamına giren kişisel veriler, sadece bireyin adı, soyadı, doğum tarihi
ve doğum yeri gibi onun kesin teşhisini sağlayan bilgiler değil, aynı zamanda
kişinin aklî, psikolojik, fizikî, kültürel, ekonomik, sosyal ve sair
özelliklerine ilişkin verilerdir.
Bir kişinin belirli veya belirlenebilir olması, mevcut verilerin herhangi bir
şekilde bir gerçek kişiyle ilişkilendirilmesi suretiyle, o kişinin
tanımlanabilir hale getirilmesini ifade eder. Yani verilerin; kişinin fiziksel,
ekonomik, kültürel, sosyal veya psikolojik kimliğini ifade eden somut bir içerik
taşıması veya kimlik, vergi, sigorta numarası gibi herhangi bir kayıtla
ilişkilendirilmesi sonucunda kişinin belirlenmesini sağlayan tüm halleri kapsar.
İsim, telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası,
pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri,
genetik bilgiler gibi veriler dolaylı da olsa kişiyi belirlenebilir kılabilme
özellikleri nedeniyle kişisel verilerdir.
İlgili kişi (data subject) tanımı, hakkında kişisel veri işlenen gerçek ve tüzel
kişileri ifade etmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi Avrupa Birliğinin son
direktifleri doğrultusunda veri konusu kişi kapsamına tüzel kişiler de dahil
edilmiştir.
Kişisel verilerin işlenmesi tanımı; geniş bir alanı kapsamaktadır. Buna göre
verilerin toplanmasından başlayarak tüm işlem türleri tanım kapsamı altına
alınmaktadır. Kişisel verilerin, bilgisayar gibi otomasyon sistemlerinin
kullanıldığı yöntemlerle işlenmesi gibi, otomatik sistemler kullanılmadan elden
işlenmesi hali de tanım kapsamına dahil olacaktır.
Veri kütüğü, gerçek veya tüzel kişilere ilişkin belli bir kritere göre kişisel
verilere ulaşımı kolaylaştıracak şekilde yapılandırılmış herhangi bir kişisel
veri grubunu ifade etmektedir. Buna göre kişisel verilerin; örneğin herhangi bir
kuruluşta, o kuruluşun faaliyetini sürdürmek için düzenli olarak tuttuğu
dosyalama sisteminin bir parçası olması gerekmektedir. Ayrıca bu dosyalama
sistemi kişilere ilişkin herhangi bir kritere göre yapılandırılmış olmalıdır.
Yine bu dosyanın halen ulaşılabilir olması gerekmektedir. Buna göre, bir
dosyanın üzerinde herhangi bir kişinin ad ve soyadı veya kimlik numarası
bulunması halinde, bu dosya tanım kapsamına dahil olacağı gibi, örneğin kredi
borcunu ödemeyenler gibi bir kritere göre oluşturulacak dosyalama sistemi de
tanım kapsamına girecektir.
Veri kütüğü sahibi ise, kişisel verilerin işlenmesinin amaç ve metotlarını tek
başına veya başkaları ile birlikte belirleyen gerçek ve tüzel kişileri ifade
etmektedir. Bu kişiler, verilerin saklanması ve kullanılmasını (işlenmesini)
kontrol eden ve bundan sorumlu olan tüccarlar gibi gerçek kişiler olabileceği
gibi, kamu kurumları veya dernek ve vakıflar gibi tüzel kişiler de olabilir.
Grup şirketlerde ise, gruba dahil olan her şirket ayrı ayrı veri kütüğü sahibi
olarak kabul edilecektir.
Kişisel verileri işleyenler, veri kütüğü sahibi adına verileri işleyen gerçek ve
tüzel kişilerdir. Bu kişiler verileri işlemekte ancak, kişisel veriler üzerinde
kontrol yetkisi ve sorumluluk veri kütüğü sahibine ait bulunmaktadır. Veri
işleyenlere örnek olarak; muhasebeciler, acenteler gibi başkası adına veri
işleyen kurumlar sayılabilir. Herhangi bir gerçek veya tüzel kişi aynı zamanda
hem veri kütüğü sahibi, hem de veri işleyen olabilir. Örneğin bir muhasebe
şirketi kendi personeliyle ilgili tuttuğu verilere ilişkin olarak veri kütüğü
sahibi sayılırken, müşterisi olan şirketlere ilişkin tuttuğu veriler bakımından
ise kişisel verileri işleyen olarak kabul edilecektir. Ancak veri kütüğü sahibi
ile işçi işveren ilişkisi içerisinde olan veya doğrudan talimatı altında bulunan
kişiler kişisel verileri işleyen olarak kabul edilmeyecektir.
Üçüncü kişi; ilgili kişi bakımından, veri kütüğü sahibi ile kişisel veri işleyen
ve bunların doğrudan talimatı altında bulunan kişilerin dışında kalan ve kişisel
veri işleyen gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum veya kuruluşunu ifade
etmektedir.
MADDE 4- Maddeyle kişisel verilerin işlenebilmesi için genel bir kural
öngörülmektedir. Buna göre kişisel verilerin işlenmesi bu kanunla ve diğer
kanunlarda öngörülen hallerle sınırlandırılmak suretiyle, bireylerin özel
hayatlarının korunması ve verilerin işlenmesinde keyfiliğin önüne geçilebilmesi
amaçlanmaktadır.
MADDE 5- Maddenin birinci fıkrası, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin temel
ilkeleri düzenleyen en önemli hükümdür. “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tâbi
Tutulması Karşısında Bireylerin Korunmasına İlişkin 108 sayılı Sözleşmenin 5
inci maddesine göre, onaylayan devletlerin söz konusu temel ilkeleri iç
hukuklarında yaşama geçirmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Maddeyle Sözleşmeye ve
95/46 EC sayılı Avrupa Topluluğu Direktifinin 6 ncı maddesine uygun olarak
kişisel verilerin işlenmesiyle ilgili genel ilkeler belirlenmiştir. Bu fıkrada
belirlenen ilkeler, diğer maddelerde sözü geçen bütün veri işlemelerinde dikkate
alınacaktır. Kişisel verilerin kamunun yararlanmasına açık olduğu veya ilgili
kişinin veri işlenmesine itirazının bulunmadığı hallerde dahi, bu fıkrada
belirtilen koşulların varlığı aranacaktır.
Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre kişisel verilerin hukuka ve
dürüstlük kurallarına uygun olarak işlenmesi, verilerin belirli, açık ve meşru
amaçlar için toplanması ve bu amaçlara aykırı olarak yeniden işlenmemesi
gerekir. Buna göre veri kütüğü sahibi, veri işleme amacını açık ve kesin olarak
belirlemeli ve bu amaç meşru olmalı, yine bu amaç ilgili kişiler tarafından
biliniyor olmalıdır. Ayrıca veri kütüğü sahipleri, oluşturulacak sicile
kaydolurken, veri işleme amaçlarını da açıkça belirteceklerdir. Belirttikleri bu
amaçlar dışında başka amaçlarla veri işleyen veri kütüğü sahipleri ise bu
fiillerinden dolayı sorumlu olacaklardır. Aynı zamanda bu verilerin, belirlenen
amaçlara aykırı olarak üçüncü kişilere açıklanmaması gerekir.
(c) bendine göre, veri kütüğü sahipleri tarafından işleme tâbi tutulan kişisel
veriler, toplandıkları amaçla bağlantılı, yeterli ve orantılı olmalıdır. Buna
göre, işlenen kişisel verilerin, belirlenen amaçların gerçekleştirilmesi için
yeterli olması, amacın gerçekleştirilmesiyle ilgili olmayan veya ihtiyaç
duyulmayan kişisel verilerin işlenmesinden kaçınılması gerekmektedir. Yine,
olası kullanıma olanak yaratılması için verilerin toplanması yasak olacaktır.
(ç) bendine göre, işlenen veriler doğru olmalı ve gerektiğinde güncellenmelidir.
Kişisel verilerin doğru ve güncel olması, ilgili kişilere ait kişisel verilerin
özellikle üçüncü kişilere aktarımı neticesinde ilgili kişilerin zarara
uğramaları durumunda önem kazanmaktadır. Bu halde verileri doğru olarak tutmayan
veya güncellemeyen veri kütüğü sahibi, ilgili kişilerin uğradıkları zararlar
nedeniyle sorumlu olacaktır.
(d) bendine göre, verilerin ilgili kişilerin kimliklerini belirtecek biçimde ve
kaydedildikleri veya yeniden işlenecekleri amaç için gerekli olan süre kadar
muhafaza edilmesi zorunludur. Buna göre, veri kütüğü sahiplerinin, verilerin
saklanma sürelerini açıkça belirlemeleri, gerekmektedir. Herhangi bir veri, daha
fazla saklanması için geçerli bir sebep yoksa silinecek veya yok edilecektir.
Gelecekte kullanma ihtimali gerekçesiyle veri saklanamaz.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, birinci fıkranın (d) bendine istisnalar
getirilmektedir. Buna göre, sadece tarihi, istatistiki veya bilimsel amaçlarla,
kişisel veriler (d) bendinde öngörülenden daha uzun bir süre saklanabilecektir.
MADDE 6- Kural olarak kişisel verilerin ilgili kişinin açık rızası ve maddede
sayılan istisnalar dışında işlenmesi yasaktır. 95/46 EC sayılı Avrupa Birliği
Direktifinin ikinci maddesinin (h) bendinde rızanın tanımı yapılmıştır. Buna
göre rıza beyanı, ilgili kişinin kendisiyle ilgili veri işlenmesi fiiline,
özgürce ve konuyla ilgili yeterli bilgi sahibi olarak verdiği ve sadece o
işlemle sınırlı onay beyanıdır. Buna göre ilgili kişi, kendisine ait verilerin
işlenmesini kabul etmektedir. Yine direktifin yedinci maddesine göre rıza,
ilgili kişi tarafından “tereddüde yer bırakmayacak şekilde” verilmiş olmalıdır.
Maddenin birinci fıkrasındaki hükmün doğal sonucu olarak; kanunlarda öngörülen
yükümlülüklerin yerine getirilmesi dışında, ilgili kişinin bir itirazda
bulunması halinde veri işlenemeyecektir.
Maddenin son fıkrasında ise, birinci fıkranın diğer istisnaları sayılmıştır.
MADDE 7- Maddeyle özel niteliği olan kişisel veriler sayılmakta ve genel kural
olarak bu verilerin işlenemeyeceği düzenlenmektedir. Buna göre kişilerin ırk,
siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep veya diğer inançları, dernek, vakıf
veya sendika üyeliği, sağlık ve özel yaşamları ve her türlü mahkûmiyetleri ile
ilgili veriler özel niteliği olan kişisel veri olarak kabul edilmektedir. Bu
veriler, başkalarınca öğrenilmeleri halinde özellikleri gereği ilgili kişinin
mağduriyetine yol açabilecek ve ayrımcılık tehlikesini oluşturacak nitelikte
hassas verilerdir. Özel nitelikteki verilere dolaylı da olsa erişim imkanı veren
veriler de madde kapsamında yerini almaktadır. Çünkü bu şekilde kişinin siyasî
görüşü, dinî veya felsefî inancına ilişkin bilgiler bu verilerden elde
edilebilecektir.
Maddenin ikinci fıkrasıyla işlem yasağına bir kısım istisnalar getirilmektedir.
(a) bendinde, ilgili kişinin özel nitelikteki verilerinin, hiçbir tereddüde yer
bırakmayacak şekildeki rıza beyanının bulunması ve bu rıza beyanının yazılı
olarak gerçekleştirilmesi hâlinde işlenmesine izin verilmektedir.
(b) bendine göre, ilgili kişinin hukukî veya fiilî nedenlerle rızasını
açıklayamayacak durumda bulunduğu hallerde, kendisinin veya bir başkasının
hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için veri işleminin zorunlu olması
durumunda hassas verileri işlenebilecektir.
(c) bendiyle, veri kütüğü sahiplerinin bu Kanunla veya diğer kanunlarla tanınan
hak ve yetkilerini kullanabilmesi veya yükümlülüklerini yerine getirebilmesi
için veri işlemenin zorunlu olması halinde veri işlemeleri düzenlenmektedir.
Ancak bu halde veri kütüğü sahibinin ilgili kişiye yeterli koruma imkânı
sağlaması gerekmektedir. Örneğin; sağlık konularına ilişkin olmak üzere Umumî
Hıfzıssıha Kanunu ile özel nitelikteki kişisel verilerin işlenebilme olanağı
ihdas edilmişse Sağlık Bakanlığı veya ilgili bir başka kuruluş bu verileri
işleyebilecektir.
(ç) bendinde, vakıf, dernek, sendika ve siyasi partiler gibi kamuya yararlı
kurum ve kuruluşlar tarafından özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi
düzenlenmektedir. Buna göre bu verilerin, ilgili kuruluşların kuruluş
amaçlarına, tâbi oldukları mevzuata uygun, faaliyet alanlarıyla sınırlı ve
üyelerine yönelik olarak işlenmesi, ilgili kişilerin rızası olmadan üçüncü
kişilere açıklanmaması gerekmektedir.
(d) bendine göre ilgili kişi tarafından alenen açıklanmış olan özel nitelikteki
verilerin işlenmesi de istisnalardan biri olarak kabul edilmiştir. Çünkü ilgili
kişi tarafından alenen açıklanan, böylelikle herkes tarafından bilinen bu tür
verilerin işlenmesinde, korunması gereken hukuki yararın ortadan kalktığı kabul
edilmektedir. Yine de ikinci fıkrada belirtildiği şekilde, bu halde dahi kişinin
özel alanı ve temel hak ve özgürlükleri korunmalıdır.
(e) bendiyle, özel niteliği olan kişisel verilerin bir hakkın tesisi,
kullanılması veya savunması için zorunlu olması durumu istisnalar arasında
sayılmıştır. Bu bentte kastedilen işlemler yargılama faaliyetleri veya adlî
işlemler nedeniyle yerine getirilen işlemlerdir.
(f) bendiyle tıbbi tedbirler çerçevesinde özel nitelikte verilerin işlenmesi
düzenlenmektedir. Buna göre bu verilerin, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis,
tedavi, bakım veya sağlık hizmetlerinin yürütülmesi için gerekli olması
gerekmekte ayrıca bu verilerin, hukuken veya meslek kurallarına göre sır saklama
yükümlülüğü altında bulunan sağlık personeli veya eşdeğer seviyede sır saklama
yükümlülüğü altındaki kişilerin gözetimi altında işlenmesi gerekmektedir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla, Kişisel Verileri Koruma Kurumuna, özel nitelikteki
verileri işleme yasağını daraltabilecek bir düzenleme yapma imkanı
tanınmaktadır. Ancak bunun için temel kamu yararının bulunması ve yeterli koruma
tedbirlerinin tespit edilmesi gerekmektedir.
Maddenin diğer fıkralarıyla da işlem yasağına bir takım istisnalar
getirilmektedir.
MADDE 8- Maddeyle kişisel verilerin üçüncü kişilere aktarımının koşulları
belirlenmektedir. Her ne kadar verilerin üçüncü kişilere aktarılması, 3. maddede
yapılan “kişisel verilerin işlenmesi” tanımına dahil olsa da, konuyla ilgili
oluşabilecek tereddütlerin giderilmesi bakımından açıkça düzenlenmesinin yararlı
olacağı değerlendirilmiştir.
Birinci fıkranın (a) bendine göre, aktarma talebinde bulunan gerçek ve tüzel
kişilerin belirli bir olayda kanundan doğan görevini yerine getirmesi için bu
bilgiye ihtiyaç duyması halinde kişisel veriler, üçüncü kişiye
aktarılabilecektir.
(b) bendiyle Tasarının 6. maddesinin (a) ilâ (d) bentleri arasında sayılan
hallerde de verilerin üçüncü kişilere aktarılabileceği kabul edilmektedir. Zira
6. maddede sayılan haller genel hukuka uygunluk sebepleri olup 3. maddede
yapılan “kişisel verilerin işlenmesi” tanımı gereği verilerin üçüncü kişilere
aktarılmasında da geçerli olacaktır.
İkinci fıkraya göre, millî güvenliğin korunması, milli savunmanın
gerçekleştirilmesi, suçun önlenmesi veya soruşturulması amacıyla yapılan
istihbarî faaliyetlerle ilgili olarak kanundan doğan bir görevin yerine
getirilmesi halinde kamu kurum ve kuruluşları tarafından aktarım mümkün
olabilecektir. Bu şekilde maddede bahsi geçen konularda görev yapan kolluk ve
istihbarat birimlerinin kanundan kaynaklanan görevlerini yerine getirebilmeleri
imkanı sağlanmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında kamu kurum veya kuruluşlarının kamu yararı, sır
saklama yükümlülüğü, ilgili kişinin meşru menfaati veya kişisel verilere ilişkin
özel koruma kurallarının varlığından bahisle kişisel verilerin, üçüncü kişilere
aktarılmasını reddetmesini, sınırlamasını veya şarta bağlamasını mümkün kılan
bir düzenleme getirilmiştir. Bu halde Kurul, fıkrada belirtilen hallerin
varlığını değerlendirecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasına göre; kamu kurum veya kuruluşlarının görev alanlarıyla
ilgili konularda yapacakları talep üzerine, gizlilik esaslarına göre görev yapan
personelin bilgileri hariç olmak üzere, kişilerin nüfus kayıt örnekleri ve
adresleri bildirilebilecektir.
MADDE 9- Maddede, kişisel verilerin anonim hale getirilmesi veya yok edilmesi
ile ilgili hükümlere yer verilmiştir. Örneğin, İsviçre Veri Koruma Kanununun 2
nci maddesinde de aynı konu düzenlenmiştir.
Verilerin anonim hale getirilmesi veya yok edilmesi konusunda usul ve esasların
Kurulca çıkarılacak yönetmelikte gösterilmesi madde ile hüküm altına alınmıştır.
MADDE 10- Maddeyle kişisel verilerin işlenmesinde hukuka uygunluk sebeplerinden
birisi olarak kabul edilen bir düzenleme yapılmaktadır. Buna göre kişisel
veriler, araştırma, planlama ve istatistik gibi amaçlarla anonim hale
getirilmesi kaydıyla işlenebilecek ve aynı zamanda bu suretle elde edilen
veriler üçüncü kişilere aktarılabilecek veya yayınlanabilecektir.
MADDE 11- Maddeyle, Direktifin 10 uncu maddesi düzenlemesi esas alınmak
suretiyle, kişisel verilerin elde edilmesinde veri kütüğü sahibinin aydınlatma
yükümlülüğü düzenlenmiştir. Düzenleme ile kişisel verileri işleyen veri kütüğü
sahibi; kendisinin veya varsa temsilcisinin kimliği, işleme amacı, verilerin
kimlere aktarılabileceği, veri toplamanın yöntemi, hukuki sebebi ve muhtemel
sonuçları hakkında ilgili kişiyi bilgilendirir. Ayrıca verilerin daha sonraki
kullanımları hakkında da ilgili kişiye bilgi verilmeli, böyle bir kullanıma izin
verip vermeyeceği konusunda iradesi alınmalıdır. Yine eğer veri kütüğü sahibi,
kişisel verileri daha sonraki bir zamanda, elindeki mevcut verileri elde ettiği
esnada belirtmediği bir amaç için kullanacaksa, bununla ilgili olarak ilgili
kişiye bilgi vermeli ve bu konudaki rızasını almalıdır. Bu sayede veri kütüğü
sistemi sahibi veri korumasında önemli kriterler olan şeffaflık ve ilgili
kişinin açık rızasını elde etmeyi gerçekleştirmiş olacaktır.
Maddenin (d) ve (e) bentlerinde, veri toplanması sırasında, ilgili kişilerin
kişisel verileri öğrenme hakkı ve verilerin gerçeğe aykırı olması veya güncel
olmaması halinde ise düzeltme hakkının olduğu belirtilmiştir.
Kişisel verilerin, veri kütüğü sahibi tarafından, ilgili kişi dışındaki başka
kaynaklardan elde edilmesi halinde ise yukarıda sayılan bilgilerle birlikte
işleme konu olan veri kategorileri hakkında da bilgi verilmesi gerekmektedir.
İkinci fıkraya göre, kişisel verilerin istatistikî, tarihî veya bilimsel
araştırma yapılması amacıyla, başka bir veri kütüğünden edinilmesinde, ilgili
kişiye bilgi verilmesinin imkansız olması yada bu bilgilerin verilmesinde büyük
güçlükler bulunması veya verilerin aktarılmasının açıkça kanunla öngörüldüğü
hallerde, veri kütüğü sahipleri birinci fıkrada sayılan yükümlülüklerden muaf
tutulmaktadır.
MADDE 12- Maddeyle, ilgili kişinin hakları düzenlenmiştir. İlgili kişi
kendisiyle ilgili kişisel veri kaydedilip kaydedilmediğini öğrenme, bunları
isteme, verinin muhtevasının eksik veya gerçeğe aykırı olması hallerinde
bunların düzeltilmesini, hukuka aykırı olması halinde silinmesini, yok
edilmesini veya aktarımının engellenmesini isteme hakkına sahiptir. İlgili kişi
aynı zamanda talebi doğrultusunda yapılan işlemlerin, verilerin açıklandığı
üçüncü kişilere bildirilmesini isteme hakkına sahiptir.
Ayrıca bilgi edinmedeki aralıkların uygun olup olmadığının değerlendirilmesi ise
verilerin niteliğine göre yapılacaktır. Yine toplanan verilerin doğrudan
pazarlama amacıyla kullanılması da öngörülüyorsa, bu konuda da ilgili kişiye
itiraz hakkı tanınması ve konuyla ilgili bilgi verilmesi gerekmektedir.
Veri kütüğü sahibi, kendisinden talepte bulunulması halinde, ilgili kişiye ait
bilgileri, bunların işlenmesinin hukuki dayanağını ve amacını, hangi tür
işlemlerin üçüncü kişilere aktarılabileceğini ve aktarılacak kişilerin
kimliklerini bildirmek zorundadır. Verilerin kaynağının açıklanmasında genel bir
ifade yeterli olmayacak, bilginin kaynağı somut olarak açıklanacaktır. Özellikle
verilerin otomatik yollarla işlenmesinde ilgili kişilerin teknik bilgiden yoksun
olma ihtimali gözetilerek, kişilerin anlayabileceği şekilde bilgi verilmesi
gerekmektedir.
Veri kütüğü sahibi bu verilerin muhtevasının eksik veya gerçeğe aykırı olması
hallerinde düzeltmekle, hukuka aykırı olması halinde silmek, yok etmek veya
ilgili kişi hakkında veri işlemesini durdurmak ve üçüncü kişilere aktarımını
engellemekle yükümlü olacaktır. Verilerin yok edilmesi, otomatik olmayan
yollarla veri işlenmesi halinde ilgili evrakların imhası, otomatik yollarla veri
işlenmesi halinde verilerin veya ilgili kişiyle doğrudan ilişkilendirilmeyi
sağlayacak bilgilerin kayıtlı olduğu CD, disket, USB disk, hard disk gibi
araçlardan silinmesi veya diğerlerinden ayrıştırılarak yok edilmesi şeklinde
gerçekleştirilecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla, ilgili kişilerin maddede sayılan haklarını
kullanmalarına ilişkin olarak istisnalar getirilmektedir. Buna göre ilgili
kurumlar, maddede sayılan hakların kullanılması halinde bu fıkranın birinci
bendinde belirtilen görevlerin yerine getirilmesi veya yürütülen ceza
soruşturmaları veya kovuşturmalarının akıbetinin tehlikeye düşmesi durumunda
ilgili kişilerin bu hakları kullanmalarını sınırlayabileceklerdir.
MADDE 13- Maddenin birinci fıkrasında 12 nci maddeye göre kullanılacak başvuru
hakkının usulü gösterilmektedir.
İkinci fıkrada ise, birinci fıkraya göre yapılan başvurulara, ilgili veri kütüğü
sahiplerinin hiç veya yeterli cevap vermemesi nedeniyle başvurulacak itiraz yolu
belirtilmektedir.
Üçüncü fıkrayla, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu paralelinde, başvurudan
kaynaklanan masrafların karşılanmasına yönelik bir düzenleme öngörülmektedir.
MADDE 14- Maddeyle, Direktifin 25 ve 26 ncı maddeleri dikkate alınarak, kişisel
verilerin yurt dışına aktarımı düzenlenmektedir. Kural olarak, kişisel verilerin
Türkiye dışındaki bir ülkeye aktarılabilmesi için yabancı ülkede de,
Ülkemizdekine eşdeğer ve etkin bir korumanın bulunması gerekecektir. Veri kütüğü
sahipleri ilgili ülkede yeterli düzeyde koruma olup olmadığını kontrol etmek
zorundadır. Bu değerlendirme, işleme konu verinin niteliği, veri işlemenin amacı
ve işleme süresi, verinin aktarıldığı ülkenin konuyla ilgili genel ve özel
düzenlemeleri ile uygulanan güvenlik tedbirleri dikkate alınarak yapılacaktır.
Maddenin ikinci fıkrasıyla bu kuralın istisnaları düzenlenmektedir. Üçüncü
fıkraya göre, kişilerin özel hayatlarının gizliliği ile temel hak ve
hürriyetlerin korunmasına ilişkin yeterli tedbirlerin, yabancı ülkede bulunan
veri kütüğü sahibi tarafından yazılı olarak taahhüt edilmesi durumunda, ilgili
veriler Kurulun izniyle aktarılabilecektir.
Son fıkrayla göre ise Kurulun üçüncü fıkraya göre karar alırken dikkate alması
gereken kriterler belirlenmektedir.
MADDE 15- Maddeyle Sözleşmenin yedinci ve Direktifin 17 nci maddesine uygun
olarak kişisel verilerin işlenmesine ilişkin alınacak teknik ve idarî tedbirler
düzenlenmiştir.
Maddede kişisel verileri kontrol edenlerin ve onlar adına işleyenlerin, kişisel
verilerin işlenmesinde uygun teknik ve idari tedbirleri almak zorunda oldukları
belirtilmiştir. Bu tedbirler, teknolojinin ulaştığı en üst düzey ve uygulanma
maliyeti de dikkate alınarak, korunacak verinin niteliğine ve işlenmeden
kaynaklanabilecek risklere karşı uygun bir güvenlik seviyesi sağlamalıdır. Bu
idarî tedbirler arasında kişisel verilerin korunması konusunda uygun idarî
personel istihdam edilmesi de bulunmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasına göre, verilerin veri kütüğü sahibi adına başka bir
işleyen tarafından işlenmesi halinde, iki taraf arasında bir sözleşme veya
hukukî bir tasarrufla yazılı olarak birinci fıkrada belirtilen yükümlülüklerin
yerine getirilmesinin garanti altına alınması gerekmektedir. Bu halde veri
işleyenler, ancak veri kütüğü sahibinin talimatları doğrultusunda veri
işleyebileceklerdir.
MADDE 16- Maddeyle, Kurum tarafından, kişisel veri işleyen veri kütüğü
sahiplerinin tescil edileceği bir sicilin oluşturulması öngörülmektedir. Kişisel
veri işleyen gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, veri kütüğünü
kurmadan önce bu sicile kaydolmak zorundadırlar. Ancak 22 nci maddede sayılan
istisnalar saklıdır. Söz konusu sicilin içeriği, aynı zamanda kayıt başvurusunda
verilecek olan bildirim içeriğinde bulunan ve 17 nci maddede belirtilen
bilgilerden oluşacaktır.
MADDE 17- Maddede veri kütüğü sahipleri tarafından sicile kayıt esnasında
bildirilecek hususlar sayılmıştır. Ayrıca söz konusu bilgilerde meydana gelen
değişikliklerin, yıl sonunda toplu olarak kuruma bildirilmesi öngörülmektedir.
MADDE 18- Direktifin 18 inci maddesine uygun olarak hangi hallerde bildirim
zorunluluğunun bulunmadığı düzenlenmiştir. Bu şekilde kurumun aşırı bir iş
yüküyle karşılaşmasının engellenmesi amaçlanmaktadır.
MADDE 19- Maddede, Direktifin 20 nci maddesi göz önüne alınarak Kurumun, veri
konusu kişilerin kişiliklerine, temel hak ve hürriyetlerine yönelik risk
taşıması ihtimali olan ve bu Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen niteliklere
uygun olmayan ve 6 ve 7nci maddelerinde belirtilen koşulları taşımayan veri
işlenmelerini belirlemek üzere, bu işlenmeler başlamadan önce ön inceleme
yapması konusu ve buna ilişkin usul düzenlenmiştir. Kural olarak, ön inceleme
sonuçlanmadan kişisel veri işlemesinin yapılamayacağı esası getirilmiştir.
Maddeyle kişilerin temel hak ve özgürlüklerine önemli ölçüde zarar verebilecek
işlemelerin önceden tespit edilerek engellenmesi amaçlanmaktadır. Buna göre
işlenen verinin niteliği, işleme amacı, verinin dahil olduğu kategori ve ortaya
çıkacak sonuçlar değerlendirilecektir.
MADDE 20- Maddeyle özellikle veri kütüğü sahibi tüzel kişilere, bu Kanunda bahsi
geçen veri koruma kurallarının kendi kurumlarında etkin bir şekilde
uygulanmalarını sağlamak ve bir iç denetim mekanizması kurmalarını mümkün kılmak
amacıyla bağımsız bir veri denetim kuruluşu görevlendirme imkânı verilmektedir.
Aynı zamanda ilgili veri kütüğü sahipleri, 16 ve devamı maddelerinde belirtilen
bildirim külfetinden kurtulacaklardır.
Maddeye göre, bu Kanunun hedeflediği veri koruma standartlarının yerine
getirilmesi için, söz konusu denetim kuruluşlarının kendilerini atayan veri
kütüğü sahibinden talimat almaksızın, bağımsız olarak görevlerini yerine
getirmeleri öngörülmektedir. Buna göre denetim kuruluşları 16 ve devamı
maddelerinde öngörülen sicili tutacaklar ve yaptıkları çalışmalar hakkında
hazırlayacakları raporları her yıl Mart ayı sonuna kadar Kuruma sunacaklardır.
Hâlen mevcut bir bağımsız denetim kuruluşu olmamakla birlikte, söz konusu
düzenlemenin geleceğe yönelik olarak, özellikle büyük şirketler veya şirket
gruplarına veri koruma prosedürlerini daha etkin ve kolay bir şekilde yerine
getirme imkanını sağlayacağı öngörülmektedir.
MADDE 21- Maddeyle 20 nci maddede belirtilen denetim kuruluşunun görevine
başlayabilmesi için Kuruma bildirimde bulunulmasının zorunlu olduğu belirtilmiş,
bu kuruluşlar veya veri kütüğü sahipleri tarafından yapılabilecek suistimallerin
engellenmesi için, Kurumun bu Kanundan doğan yetki ve görevleri saklı
tutulmuştur.
MADDE 22- Maddede, Direktifin 13 üncü maddesi göz önüne alınarak genel kurallara
getirilen istisnalara bentler halinde yer verilmiştir. Buna göre birinci fıkrada
bentler halinde sayılan durumlarda bu Kanunun; hukuka uygunluk sebepleri,
aydınlatma yükümlülüğü, veri kütüğü sicili, sicile kayıt ve ön inceleme
konularıyla ilgili maddeleri uygulanmayacaktır.
Özellikle belli bir kişiye ilişkin tedbir veya karar alınmasına yönelik
kullanılmadığı ve veri konusu kişinin özel yaşamının gizliliğinin ihlal edilmesi
riskinin kesinlikle bulunmadığı hallerde, 12 nci maddede belirtilen haklar,
ilgili mevzuatta yeterli koruma tedbirleri bulunması kaydıyla, bilimsel
araştırma yapma veya istatistik oluşturma amaçları ile kanunla
sınırlandırılabilecektir.
Direktifin 13 üncü maddesi, yukarıda sayılan istisnaların tanınması bakımından
üye ülkelere imkân tanımakta olup, üye ülkelerin büyük çoğunluğu, kendi veri
koruma kanunlarında bu tip istisnaî düzenlemelere yer vermişlerdir.
MADDE 23- Maddeyle, 22 nci maddede sayılan istisnalar dışında, gazetecilik
amacıyla kişisel veri işlenmesi durumunda bir kısım istisnalar öngörülmektedir.
Buna göre, maddede belirtilen veri kütüğü sahipleri, sadece gazetecilik amacıyla
veri işlemeleri halinde bu Kanunun; kişisel verilerin işlenmesi ilkeleri,
verilerin korunması için alınacak tedbirler ile mesleki davranış kurallarının
hazırlanması konularına ilişkin maddelerine tâbi olacaklardır.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, birinci fıkrada tanınan muafiyetin sınırları tespit
edilmektedir.
MADDE 24- Maddede kişisel verilerin işlenmesi bakımından meslekî davranış
kuralları düzenlenmiştir. Direktifin 27 nci maddesi göz önüne alınmış olup,
değişik sektörlerde farklı özelliklere sahip mesleklere yönelik olarak, kişisel
verilerin işlenmesi bakımından hazırlanan veya değiştirilen mes1ekî davranış
kurallarına ilişkin düzenleme taslakları hakkında Kurumdan görüş alınması
öngörülmüştür.
MADDE 25- Madde, Sözleşmenin de öngördüğü genel bir ilkeyi tekrarlamaktadır. Bu
hükümle artık ihtiyaç duyulmayan kişisel verilerin silinmesi veya yok edilmesi
konusu düzenlenmektedir.
Ayrıca, silinme veya yok edilmenin hangi yöntemlerle gerçekleştirileceği
konusunda Kurumca, her sektörün özellikleri göz önünde tutularak özel kuralları
içerecek yönetmelik çıkarılması olanağı tanınmıştır.
MADDE 26- Maddeyle, kişisel verileri kontrol edenleri denetlemek ve bu Kanunla
verilen görevleri yapmak üzere tüzel kişiliği haiz, idarî ve malî özerkliğe
sahip Kişisel Verileri Koruma Kurumunun kurulması öngörülmektedir.
Sözleşmenin 4 üncü maddesi her devletin Sözleşmede öngörülen ilkeleri iç
hukuklarında yaşama geçirmesini zorunlu kılmıştır. Sözleşmeyi onaylayan
devletler bu amaçla birer kurumsal yapı oluşturmuşlardır. Aynı şekilde Avrupa
Komisyonunun söz konusu 95/46/EC sayılı Direktifinin 28 inci maddesinde üye
devletlerin, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin ilkelerin uygulanmasını
izlemek ve yönlendirmek üzere bir veya bir kaç kamu kuruluşunu görevlendirmeleri
gereğine işaret edilmiştir.
Avrupa Birliği üyesi ülkelerin tümünün, bu alanda yasama veya yürütme
organlarına karşı özerk ve bağımsız bir şekilde görev yapacak kurullar
oluşturduğu gözlenmiştir. Örneğin, Almanya’da, Federal Verileri Koruma Görevlisi
(Bundesbeauftragter für Datenschutz), Avusturya’da Verilerin Korunması Komisyonu
(Kommission für Datenschutz), İsveç’te Verileri Denetim Kurulu (Data Inspection
Board), Fransa’da Enformatik ve Özgürlükler Milli Komitesi (Commission Nationale
de 1 ‘Informatique et des Libertes), İngiltere’de Veri Koruma Komisyonu (Data
Protection Commissioner) gibi kuruluşlar, milli kanunlar ve sözleşmelerde yer
alan verilerin korunması ilkelerinin uygulanmasını izleyen ve yönlendiren
bağımsız kamu kurum ve kuruluşlarıdır.
MADDE 27- Maddenin birinci fıkrasında Kurumun teşkilât yapısı düzenlenmektedir.
İkinci fıkrasıyla, Kurumun bu Kanundan kaynaklanan görevlerini yerine
getirebilmesi için haiz olacağı yetkiler sayılmakta ve diğer gerçek ve tüzel
kişilere Kurumun taleplerini yerine getirme sorumluluğu yüklenmektedir. Aksi
halde Kurumun görevlerini gereği gibi yerine getiremeyecek olmasının ötesinde,
böyle bir Kurumun kurulmuş olmasının da bir anlamı kalmayacaktır.
MADDE 28- Maddede Kurulun oluşum biçimi, Kurul üyeliklerine seçileceklerde
aranan nitelikler belirtilmiştir. Kurul, esasen kişilik haklarının korunması
amacıyla veri koruma kurallarının etkin ve doğru bir şekilde uygulanmasını
gözetmekle görevli olacağından, Kurul üyelerinin daha çok hukukçular arasından
seçilmesi yoluna gidilmiş, bununla birlikte konunun teknik bilgi gerektirmesi
nedeniyle TÜBİTAK ve Bakanlar Kurulu tarafından da üye tayin edilmesine imkan
tanınmıştır.
Ayrıca, Kurul üye adaylarında, asgari nitelikler tespit edilerek konularında
uzman kişilerin Kurula seçilmesi öngörülmüştür.
Kişisel Verileri Koruma Kurulu, Tasarıda öngörülen hükümlerin, kişisel veri
sicillerini kontrol eden kamu kurum veya kuruluşlarınca uygulanmasını izleyip
denetleyecek, ayrıca kendiliğinden veya başvuru üzerine herhangi bir konuyu
inceleyerek açıklığa kavuşturacaktır. İnceleme sonucunda kanun hükümlerinin
ihlal edildiğinin anlaşılması halinde, Kurul, sorumlu kamu kurum veya
kuruluşlarından kişisel verilerin işlenme tarzında değişiklik yapılmasını veya
işlemeyi sona erdirmesini ve gerekiyorsa silinmesini ya da yok edilmesini
isteyecek, ayrıca ilgili kamu kurum veya kuruluşlarının bağlı olduğu Bakanlık
veya Başbakanlığa da bu konuda bilgi verecektir.
MADDE 29- Maddeyle Kurul üyelerinin görev süreleri, üyeliğin sona ermesi halinde
yeni üye seçimi ve yapılacak işlemler düzenlenmektedir.
Maddenin dördüncü fıkrasıyla sadece Kurul başkanının önceki görevleriyle olan
ilişkisinin kesilmesi öngörülmüştür.
MADDE 30- Maddeyle Kurul üyelerinin edecekleri yemin usulü düzenlenmiştir.
MADDE 31- Maddeyle, diğer üst kurullardakine paralel bir şekilde, Kurulun
çalışma esasları düzenlenmektedir.
MADDE 32- Maddede Kurulun görev ve yetkileri sayılmıştır.
MADDE 33- Maddede Başkanlığın oluşum biçimi düzenlenmekte, buna göre Başkanlık,
Başkan, Başkan yardımcıları ile hizmet birimlerinden oluşturulmaktadır.
MADDE 34- Başkanın statüsü ile başkana vekâlet hususu düzenlenmektedir.
MADDE 35- Maddede başkanın görev ve yetkileri sayılmıştır.
MADDE 36- Maddeyle Kurumun hizmet birimleri, diğer ülkelerdeki benzer kurumların
yapılanması kısmen örnek alınarak düzenlenmiş ve ana hizmet birimi olarak “Sicil
ve İnceleme Daire Başkanlığı” ile “Mevzuat ve Dış İlişkiler Daire Başkanlığı”
öngörülmüştür.
MADDE 37- Maddede ana hizmet birimlerinin görevleri sayılmıştır.
MADDE 38- Maddede danışma biriminin görevleri sayılmıştır.
MADDE 39- Maddeyle yardımcı hizmet birimlerinin görevleri belirlenmiştir.
MADDE 40- Maddede şikâyet başvurusunun usulü gösterilmektedir. Buna göre ilgili
kişiler, şikâyet konusu işlemin yapıldığı veya öğrenildiği tarihten itibaren
altmış gün içinde Kuruma şikayette bulunabileceklerdir.
MADDE 41- Maddede, Kurumun şikâyetleri inceleme usulü ve bu inceleme neticesinde
yapacağı işlemler ile veri kütüğü sahibinin Kurum incelemesi ile ilgili olarak
yükümlülükleri düzenlenmektedir.
Maddenin son fıkrasıyla Kurula, geçici tedbir mahiyetinde veri işlenmesini veya
yurt dışına veri aktarımını engelleme imkânı tanınmaktadır.
MADDE 42- Maddeyle, başkan ve üyelerin görev alma yasağı, malî hakları ve sır
saklama yükümlülüğü konularında diğer üst kurullarda yapılan düzenlemelere
paralel hükümler öngörülmüştür.
MADDE 43- Maddede, Kurum personelinin atanması ve malî hakları düzenlenmiştir.
Bu bağlamda, Kurumun üstlendiği çok özel görevlerin niteliği ve gereği icabı,
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Kamu İhale
Kurumu gibi kurumlarda olduğu gibi, sözleşmeli personel istihdamına olanak
sağlanmıştır.
MADDE 44- Maddeyle, Kurul başkan ve üyeleri ile kurum personelinin emeklilik ve
hizmet sürelerinin değerlendirilmesine ilişkin esaslar belirlenmiştir.
MADDE 45- Maddede, kişisel verileri koruma uzman yardımcılığına atanma konusu
düzenlenmiştir.
MADDE 46- Maddenin birinci fıkrasında, kişisel verileri koruma uzmanı unvanının
alınabilmesi için gerekli şartlar sayılmakta, ikinci fıkrada ise bu ünvanı
alamayanların durumlarına uygun bir kadroya atanmak üzere Devlet Personel
Başkanlığına bildirilmesi öngörülmektedir.
MADDE 47- Maddede Kurumun bütçesinin hazırlanması ve kabul edilmesi
düzenlenmekte ve gelirleri sayılmaktadır
MADDE 48- Maddede Kurumun harcama usulü ile bu harcamaların denetimi usulü
belirlenmektedir.
MADDE 49- Maddenin birinci fıkrasında yıllık faaliyet raporu düzenlenmiştir.
Buna göre, Kurum, açıklık ilkesinin gereği olarak, her yıl vermiş olduğu
kararlar, yaptığı ikincil düzenlemeler ve bunların etkilerini analiz eden bir
rapor hazırlayacaktır. Yine bu ilkenin gereği olarak söz konusu raporun, Kurul
kararlarının ve ikincil düzenlemelerin Kurumun internet adresinden yayınlanması
öngörülmüştür.
MADDE 50- Sözleşmenin 10 uncu maddesinde, onaylayan devletlerin, Sözleşmede
öngörülen ilkelerin gereken şekilde uygulanabilmesini sağlamak üzere, iç
hukuklarında etkin yaptırımlar öngörmeleri belirtilmiştir. Aynı şekilde, söz
konusu 95/46/EC sayılı Avrupa Topluluğu Direktifinin 11inci Bölümünde, üye
devletler, ilkelerin ihlâli halinde yaptırımlar uygulamaya davet edilmektedir.
Nitekim, mevzuatı incelenen devletlerde, kişilik hakları ihlalinin ağırlık
derecesine göre, para veya hürriyeti bağlayıcı cezalar verildiği gözlenmiştir.
Buna göre, maddede 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 135 ve devamı maddelerine
paralel olarak ceza hükümleri öngörülmüştür.
MADDE 51- Maddede Türk Ceza Kanununda düzenlenmeyen silinmesi veya yok edilmesi
gereken kişisel verileri ihmalen silmeyen veya yok etmeyen kişiler için ceza
yaptırımı öngörülmektedir.
MADDE 52- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa paralel bir şekilde, daha önceki
maddelerde tarif edilen suçların tüzel kişiler tarafından işlenmesi halinde,
tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanması öngörülmektedir.
MADDE 53- Maddede, Kurul tarafından idarî para cezaları verilmesi
düzenlenmiştir. Tasarının ilgili maddelerine belirli atıflar yapılmak suretiyle,
suçta kanunîlik ilkesi korunmuş ve ihlalin ağırlık derecesine göre giderek artan
para cezaları öngörülmüştür.
MADDE 54- Maddede, Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı ve üyeleri ile Kurumun
diğer personeli hakkında görevleri sebebiyle işledikleri suçlarla ilgili ceza
soruşturması ve kovuşturmasına ilişkin usul düzenlenmiştir.
MADDE 55- Maddeyle disiplin soruşturması bakımından genel kuralların uygulanması
öngörülmektedir.
MADDE 56- Maddeyle Kurum tarafından çıkartılması gereken yönetmelikler ile
süreleri düzenlenmektedir.
GEÇİCİ MADDE 1- Maddeyle, halen veri işlemekte olan veri kütüğü sahiplerinin
sicile kayıt olmaları için üç aylık bir süre öngörülmekte ve bu şekilde veri
kütüğü sahiplerinin gerekli hazırlıkları yapabilmesi için imkân tanınmaktadır.
GEÇİCİ MADDE 2- Maddeyle, Kurumun kuruluşu için gerekli kaynağın hangi ödenekten
karşılanacağı belirlenmektedir.
GEÇİCİ MADDE 3- Kurumun kadroları tespit edilmektedir.
GEÇİCİ MADDE 4- Maddenin birinci fıkrasıyla, Kurul üyelerinin hangi sürede
bildirileceği düzenlenmektedir.
İkinci fıkrada ise, Kurulun görevlerini düzenli bir şekilde yerine getirebilmesi
ve kurumsal hafızanın korunmasını sağlamak üzere, Kurulun ilk oluşumunda Başkan
hariç olmak üzere, Kurul üyelerinin dörtte birinin, iki yılda bir yenilenmesi
hükmü getirilmektedir.
GEÇİCİ MADDE 5- Maddeyle, Kurumun kuruluşunda uzman personel ihtiyacını
karşılamak üzere, en az beş yıl kamu kurumlarında çalışmış bulunan ve Kamu
Personeli Dil Sınavından en az yetmiş puan alan kamu görevlilerinin bir defaya
mahsus olmak üzere Kurul tarafından atanması öngörülmektedir.
MADDE 57- Yürürlük maddesidir.
MADDE 58- Yürütme maddesidir.